Z KUŞAĞI NE DİYECEK?
Türkiye’nin siyasi zeminine etki eden olaylardan birisi olan Gezi olaylarının baş aktörü onlardı, yerel seçimlerde alınamaz denen İBB, ABB başta olmak üzere birçok büyük şehrin AKP’nin elinden kayıp gitmesine neden olan yine onların tercihiydi.
Çok açık biçimde görüldü ki ülkenin 2000 sonrası yetiştirdiği ve X-Y-Z kuşakları olarak adlandırılan bu gençlik önümüzdeki yakın gelecekte ülkenin kaderini de tayin edecekler.
Son istatistik çalışmalarına göre; Z kuşağı’, 1996 yılından sonra doğanlar olup
2023’te yapılacak seçimlerde 7 milyon oy olarak tahmin ediliyor. Bu muazzam bir oy potansiyeline ve güce denk geliyor.
Adeta ülke siyasetinin kaderini değiştirebilecek bir güçten bahsediyoruz.
Tabi ki bu kuşak üzerine yapılan araştırmalar çok farklı sonuçlarda ortaya koyuyor. Kısacası bu kuşağın üzerine tahmin yürütmek ve bir sonuç çıkartmak oldukça zor.
Örneğin KONDA’nın yaptığı bir araştırmasıysa göre, bu kuşağın %70’i “Oy vermeye gitmeyeceğim” diyor ve var olan partilerin ülkenin sorunlarını çözeceğine inanmıyor. Tabi araştırmalar da gençliğin devinimini yakalamaktan uzak belki ancak umutsuzluk durumu genç kuşakları seçimden ve sandıktan da koparan en önemli etken olarak karşımıza çıkıyor.
Yine bu araştırmalarla ‘apolitik’ olduğu görülen, hatta bu nedenle eleştirilere maruz kalan ancak aslında ülkenin geleceğinin ta kendisi olan ‘Z kuşağı’ ise gelecekten umutsuz ve çaresiz.
Bir çoğu ülkesini terk edip batıya göç etmek zorunda hissediyor, önemsenmediklerini düşünüyor.
Oysaki ki denklem çok basit gündelik siyaseti önemsemediğini söyleyen ‘Z Kuşağı’nın” önceliği, iş güvencesi ve adalet.
Siyaset arenasına gelecek olursak; tüm bu gerçeklik ışığında; Erdoğan, z
kuşağı bilsin diyerek CHP ye yönelik suçlayıcı tavırlarını sürdürmesinin sebebi %16 oy potansiyeli olan bu kuşağın oylarını alabilmektir.
Sonuç şu ki tüm siyasiler “Z Kuşağı Ne diyecek?” sorusuna kilitlenmiş durumda. Ancak, bu kuşaktan oy almak, öyle kolay görünmüyor.