UMUDU YEŞERTMEK VARKEN
Hayat hep mi zenginlere güzel.
Hep onların mi yüzü güler?
Hayatta sıradan insanın karşısına belki ilk defa çıkacak olan hayalleri varken ve güzel düşleri yeşertiyorken içinde kurdukları yaşamların kabus olacağını nerden bilsin. Umulanın tersini ummadıklarımızı verir bazen hayat ve Tanrı.
Kimine şaşalı bir gelecek veriyorken.
Kimilerine ise neden vermiyor sorusu akla takılıyor? Bir çoklarına ise her şeyden mahrum ve bir o kadar çaresiz hayatlar bahşediyor.
Böyle bir adaletsizlik nasıl olabilir?
Karşı geldiğimiz bozuk çarpık bir düzenin parçaları mıydık her birimiz?
Ötelenmiş birer zavallı mıydık?
Bu statü neye göre belirleniyordu?
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Yaşanan onca olumsuzlukların, bu kötü gidişatın kurbanı bu insanlar olmamalıydı.!!
Karamsarlık biz insanlara yakışmıyor.
Umut yeşertmek varken umutsuzluk neden? Diyoruz ama gelinen bu noktada.
Çarpık kentleşme ve olumsuz şartların getirdiği sonu hüsranla biten hayatlar.
Sönmüş koca bir yığın çökeltiyle birlikte hazin insan manzaralarıdır oysa akılda kalan.
Ürkütücü olan bu tür yaşanmış acı hikayeleri okumaktır.
İş işten geçmeden önlemler alınmazsa daha çok yaşarız bu gibi acıları gibi geliyor bana.
Bir çok insanın eli kolu bağlı kıt kanaat geçinen hayat pahalılığından usanmış insanların tek çaresi “sosyal yardımlar”. O da bir yere kadar. Elinde olup biteni hızır gibi yetiştiren insanların sonrasında verecek bir şeyleri kalmıyor.
Elden bir şey gelmiyor.
Devlet çay şeker ihtiyaç listesi anonsunu yaparken onların olmasa da bizlerin yüzü kızardı.
Dinlerken ekranlardan yerin dibine batsın böyle bir idare mi olur? diyoruz ama ne yazık ki oluyor ve oldu da.
Üzülerek söylenip çaresiz olan biten acı olayları izlemekle yetiniyoruz.
insanların üç kuruşuna koca yıkılmaz dediğimiz hükümetler göz dikmişken?
Olası en ufak müdahaleye bile eksik. Tüm bunların yanında o kadar da duyarsız kalınıyorsa.
Bizler daha çok bu vahim manzaralarla karşılaşır vede mâruz kalırız.