Yunan mitolojisinin en önemli figürlerinden, aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit, ilk zamanların Işık İlahesi olarak bilinir. Ay ışığının vurduğu yerlerde nasıl güzellikler parlarsa, Afrodit’in de dokunduğu her yer güller, çiçekler açar. Güzeller Güzeli Afrodit
Yunan mitolojisinde Afrodit (Aphrodite) olarak bilinen tanrıça Roma mitolojisinde Venüs olarak bilinmektedie. Sadece Yunan Mitolojisinde değil Roma’da da ön planda olan tanrıçalardan birisidir. Doğumu ile başlayan ilginç hikayeleri, hayatı boyunca da devam eder. Güzelliği ile herkesin aklını başından alsa da, onu beğenmeyenler de vardı tabi. Afrodit’in ve bu da devamında tanrıçanın gazabını getirir daha güzel olduğunu iddia edenlere… Hadi en başından başlayalım.
Afrodit’in (Venüs) Doğuşu
Kaotik başlayan evrenin ve tanrıların yaratılış hikayesi. Gaia ve oğullarından olan Uranos’un birleşmesiyle titanlar doğmaya başlar. 6 erkek, 6 dişi olmak üzere 12 titan doğar. Bunu Kyklopslar gibi tek gözlü canlılar ve diğer devler takip eder. Ama bu doğumlar sırasında Uranos, çocukları büyük bir tehdit olarak gördüğünden dolayı toprağın altına hapseder. Anneleri Gaia bu duruma çok üzülüp karşı çıksa da sonucu değiştiremez. Çocuklarından yardım ister Uranos’u ortadan kaldırmak için ama buna sadece Kronos onay verir. Gaia kendi yapmış olduğu çelikten tırpanı Kronos’a verir. Gece Uranos uyuyunca Gaia oğlu Krons’u çağırıp, kendisine verilen tırpanla Uranos’un cinsel organını kesip denize atar.
M.Ö. 8. yüzyılın en önemli şairlerinden olan Hesiodos, Theogonia adlı eserinde şöyle bahseder:
Böylesine korkunçtu Toprakla Gök’ün oğulları.
Babaları ilk günden iğrenmişti onlardan,
Doğar doğmaz gün ışığına çıkaracak yerde
Toprak’ın bağrına saklamıştı onları
ve Uranos sürdürürken bu korkunç oyunu,
Koca Toprak inim inim inliyordu zorundan.
Kurnazca bir düzen kuruyor o zaman
Akçeliği yaratıveriyor çabucak
ve koca bir tırpan yapıp o çelikten
kışkırtıyor oğullarını kızgın yüreğiyle:
“Benden ve azılı bir varlıktan doğan oğullarım,
Suçlu bir babanın cezasını verelim,
Dinleyin beni, ne kadar babanız da olsa bu varlık
Odur kötülükleri ilk tasarlayan.”
Böyle dedi, korktu herkes, tek ses çıkmadı,
Yalnız art düşünceli koca Kronos
Şöyle söyledi anasına korkmadan:
“Ana, ben göreceğim bu işi, sözüm söz,
Kötü bir babaya acımam, babamız da olsa,
Kötülükleri ilk tasarlayan oymuş madem.”
Böyle dedi ve Koca Toprak için için sevindi,
Sakladı onu, pusuya yatırdı,
Bir tırpan verdi elin, keskin dişli
Ve oynayacağı oyunu öğretti ona.
Koca Uranos geldi geceyle,
İndi yere arzudan yanıp tutuşarak,
Yaklaşıp sardı Toprak’ı boydan boya.
Ama pusuda bekleyen oğlu
Uzattı sol elini ve sağ elindeki tırpanla
Bir anda kesti babasının hayalarını
Ve kaldırıp attı arkasından bir yere.
Ama hoş bir şey değildi elinden savrulup giden:
Kanlar fışkırıp saçıldı içinden…
Uranos’tan damlayan kanlardan Erinyes yani hiddet, Geants yani devler ve Meliades perileri doğar. Denize atılan kanlı parçalar ise bir süre sonra denizde köpükler meydana getirmeye başlar. Bu köpüklerden doğan Afrodit bir deniz kabuğu içerisinden, inci tanesi gibi Kıbrıs Adası’nda karaya çıkar. Dokunduğu yerlerde çiçekler açtıran aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit böylece doğmuş olur.
Olimpos’ta büyük tanrılar arasında yerini alır ve Olimposlu 12 tanrıdan biri olarak maceralarına başlamak için hazırdır.
Şöyle devam eder Hesiodos:
Ve hepsi gömülü kaldı Toprak’ın bağrında,
Ve bunlardan gebe kalan Toprak
yıllar sonra Doğurdu yaman Erinysleri,
öç tanrıçalarını Parlak zırhlı,
uzun kargılı Devleri,
Bir de yeryüzüne yayılan Orman Perilerini.
Ak çeliğin kestiği hayalara gelince,
Dalgalı denize atar atmaz onları
Gittiler engine doğru uzun zaman.
Ak köpükler çıkıyordu tanrısal uzuvdan:
Bir kız türeyiverdi bu ak köpükten.
Önce kutsal Kythera’ya uğradı bu kız,
Oradan da denizle çevrili Kıbrıs’a gitti.
Orada karaya çıktı güzeller güzeli tanrıça,
Yürüdükçe yeşil çimenler fışkırıyordu
Narin ayaklarının bastığı yerden.
Aphrodite dediler ona tanrılar ve insanlar
Bir köpükten doğduğu için,
Güzel çelenkli Kytheralı da dediler ona
O adanın kıyılarına uğradığı için,
Kıbrıslı da derler, oranın sularından çıktığı için,
Philomedeia da derler hayalardan türedi diye.
…
İnsanlar arasında da, ölümsüzler arasında da;
Ona düştü kız cilveleri, gülüşmeleri, oynaşmaları,
Sevmenin, sevişmenin tadı, büyüsü…
Afrodit, Yunan ve Roma’da en fazla adı geçen tanrıçalardan birisi. Genellikle aşk, aldatma, güzellik ve intikam konulu mitleri vardır. Hal böyle olunca Aşktan, kıskanılmaktan ve kaostan uzak kalması mümkün olamadı Afrodit’in…
Tanrıça Afrodit’in bir de oğlu olur. Hepimizin yakından tadığı, aşk tanrısı olan Eros. Ömenli kaynaklara bakıldığında Afrodit ile Ares’in çocuğu olduğu kabul edilir. Aşk ve üreme tanrısı Eros, insanların kalbine attığı oklarla, aşk ve sevgi verir. Birçok heykel ve tablolada kanatlı elinde ok ile betimlenmesinin yanı sıra Afrodit’in yanında çocuk olarak da gösterilir.
Afrodit’e baktığımızda ise heykellerde ve tablolarda güzellik, aşk ve şehveti ön plana çıkaracak şekilde betimlendiği söylenebilir. Özellikle sembolü sayılan güvercin, gül ve deniz kabuğu figürleri oldukça sık kullanılır.