Bir gıdımlık hayatlar bize bahşedilen. Yaşadım bir ömürlük demek için mi? ‘Bilinmezi bilmek’ sorasım gelir
hangi hayatın içinden olduğumuzu…
Ya da kendi öznelliğinde uzanan koca koca ömürler kime göre neyle ölçülmeli?
Düzgün ve kaliteli biçimde yaşadım diyebilen var mıdır ki gerçek anlamda? Çetrefilli yollardan geçip dikensiz yolları mı geçseydik bunu bilebilmek icin?
Her insanın hayatında doğru bildiği yanlışlar (varsa şayet) yaşadığımız sıradan hayatın hangi köşesindeki viraj sonla biter? Yaşadım diyebilirsin belki bir asrı, haybeden paylaştığın bir ömrü…
Her şeyini ortaya koyduğunda, yaşanmışlıklar uzun da olsa kısa da önemsiz gibi gözüken, anlık -mış gibi gelen koca bir hayat, aniden son bulur. Giden gitmiştir artık. Sonsuzluğa uğurladığın geçmişin izi mi gelecekteki mi bilinmez… Hayatın sendeki yeri her anı!
Her zorluğa göğüs gerdiğin eşin, sevdiğin, en yakın arkadaşın ve ömürlük dediğin hayat arkadaşının gidişi… Belki de ardındaki sırlı perde sende bıraktığı… Karanlık yüzü bir sen ve sana uzanan…
Kısa kalan kibrit çöpünü çekmektir; sırasıyla ve de göçebe yaşamlarda süren hayatları bir bir yaşamaksa, nefes alış-verişler. Varsın uzun olsun ya da kısa. Ne fark eder? Nasıl olsa son viraj, son istasyon döndüğün yer değil midir koca bir sonla biten hayatlar…?
Gülsün Soydemir