Taze bir haber geldi. Modern ve akılcı düşünce tarzıyla ön plana çıkan İlahiyatçı / Yazar Cemil Kılıç bugün itibariyle saldırıya uğradı. Kimler yaptı? Nasıl planladı? Organizasyonun arkasında kimler var? Henüz bu sorulara cevap yok.
Bu görüntüler alışılmış görüntüler. Bunları beyaz toroslardan beri biliyoruz. Seçim gününe kadar bu tarz olayların olacağını tahmin etmek zor değil. Ülkenin kutuplaşması için ellerinden geleni yapanlar şu anda yetkili mercilerde oturuyorlar. Aynı mercilerden bu tür olayların engellenmesini beklemek. Çölde kar yağmasını beklemekten farksız.
Provakasyon ve kışkırtmaların toplum nazarında önemli etkisi gündemi anlık olarak değiştirmesi. Odaklanılan konudan uzaklaşılmasının sağlanmasıdır.
Cemil Kılıç’ın hedef alınması geçmiş zamanda hedef alınan İhsan Eliaçık ve Levent Gültekin gibi nice gazeteci ve yazarların hedef alınması ile ortaklaşıyor.
Ortak özellikleri muhalif olmaları ve öteki mahalleye hitap edebilmeleri. Yani mütedeyyin köklere sahip olmaları.
Kılıçdaroğlu’nun Gezi Direnişi’nde onurlu bir duruş sergileyen İmamı Vekil adayını ve ailesini ziyaret etmesi, Ülkücü camianın önde gelen isimlerinden siyasette de gelecek vadeden Sinan Ateş’in davasına sahip çıkması, eşini genel merkezde kabul etmesi, Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlunu ağırlaması ve buna benzer hamleler iktidar cephesini ürkütmüş görünüyor. Kendi mahallelerine el atılmasından ve bunun da karşılık bulmasından oldukça rahatsızlar.
Yüreklere su serpen husus ise Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme” kapsamında açtığı yoldan geri dönmemesidir. Birleştirerek tiranlığa son verme gayreti karşılık bulmaya devam ediyor. İktidarın emekli maaşında taban artışı vb geçici hamleleri yeterli gelmeyecektir. Halk artık neyi istemediğini gayet ne biliyor.
Gelinen son noktada yapılacak tek şey; saldırı ve sataşmalara hiç aldırış etmeden, yılmadan ve yorulmadan yola devam etmektir. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı gibi.
Bu sefer halkın elinde doğru aday, düzgün ve çalışkan bir lider var! Düşün ardına, bulutları dağıtın 14 Mayıs’ta!