“Savaş; birbirini tanıyan ama birbirini öldürmeyen insanların çıkarları için, birbirini tanımayan insanların katledilmesidir.” diyor Fransız filozof Paul Valery.
4.5 milyar yıllık Dünya tarihinde insanlığın bugün geldiği nokta, varacağı yerin vahametini gözler önüne seriyor. Oysa yeryüzündeki en yüce varlık insandır. Düşünebilen, konuşabilen, duygularını eyleme dökebilen… Ve bu tanımdan çok daha fazlası.. Sevgi, saygı, merhamet ve en önemlisi vicdan yüklü yüreklerimizde. Bu yüzden insan somut, insanlık soyut bir kavram. Ve biz, sadece somut kalmayı başarabildik.. Ne acı!..
Yüzyıllardır devam eden savaşlar dil, din, ırk gözetmeksizin, beraberinde acı, gözyaşı ve telafisi mümkün olmayan kayıplar getirmiştir. Fakat bu elim tecrübelerden hiç ders almamış olmalıyız ki hala çağ dışı yöntemlere başvurmaktan kaçınmıyoruz. Üstelik bu barbarlığın kefaretini yine masum insanlar, canlarıyla ödüyorlar. Sahi, bunca Dünya nimeti varken, tek ödenek insan hayatı mıydı? Bize sundukları, Dünya nüfusuna yetmez miydi? Hep daha fazlasına sahip olma güdüsü ile kamçılanan egolar, yaşananların en yalın tanımı..
Bugünlerde aklıma sürekli takılan birkaç soru var!.
•İnsanlar en çok hangi yüzyılda mutlu olmuşlardır acaba?
•Hangi tarihler arasında barış ve refah içinde yaşamışlardır?
•Sürekli kendini tekrarlayan tarihimizde insanlığın zirve yaptığı bir dönem var mıdır?
Kuşkusuzdur ki hepimiz, yanlış bir çağda yaşamanın yükünü taşıyoruz omuzlarımızda. Farkında olmasak da tarihin kara kaplı defterinde yer alacak olaylar silsilesine şahitlik ediyoruz. Tanık yazacaklar hepimizi.. “O dönemin insanları” diye bahsedecekler. Tüm bu yaşadıklarımızın failleri büyük puntolarla yazılırken, bu zulme karşı direnenler üçüncü çoğul eki ile anılacak. Sebebi oldukları milyonlarca insan değil, sebep olanlar alacak tarihte yerini.. Üstelik bu savaşların, barış(!) getireceğine inanan bir kitleyle… Güvercin kanadına kan bulaştırıp, ağzında zeytin dalı taşımasını beklemek, yanılsama değil de nedir?
Stefan Zweig, bugün milyonlarca insanın hissettiği üzüntüyü ve çaresizliği yıllar öncesi hissetmiş olmalı ki;
“Birisi barışı başlatmalı, tıpkı savaşı başlattığı gibi…” diyerek seslenmiş bizlere. Geçmişte ve bugünde, hangi ülkenin vatandaşı olursa olsun, yürekçesi aynı olanların varlığı tek umut kaynağımız. Kaynaklar tükenmekte… Ama yine de masumların ölmediği, daha aydınlık sabahlara uyanmak temennisiyle. İnanıyorum;
‘Güneş bir gün insanlığın üzerine de doğacak.’ 🍀
Ahhh kalemin daim olsun Melikem👏👏🌼🌼 Okurken hem mutlu oldum 😇 iyiki duyarlı gençlerimiz hala var diye 👏👏 hem de hüzünlendim içerik konusuna 😑 yolun açık olsun her daim🌼
Cok teşekkür ederim. 🙏🏻🌼 Hisler ortak…
Güzel kuzum eline sağlık 👏ancak bu anlaşılır ve güzel anlatılırdı..Başarıların daim olsun 💜💜Seni boşuna sevmemişim 😉😇
Canimm. Cok teşekkür ederim 🙏🏻🌼