Herkese merhaba arkadaşlar. Huzurun sizi kucakladığı bir dönem olsun hepiniz için. Bu yazımda sizlere reenkarnasyon kavramından bahsedeceğim. Reenkarnasyon herkesin hayatının bir döneminde mutlaka duyduğu bir kavramdır diye düşünüyorum. Varlıkların ölümden sonra bir başka bedende yaşamına devam etmesi olarak kabaca açıklayabileceğimiz reenkarnasyon kavramı, bir noktada varlıkların sürekli devam eden döngüsünü ve değişimini anlatır aslında.
Reenkarnasyon kavramını tanımlayacak olursak; enkarne: yeni doğuş demektir, re: ise tekrar ifade etmektedir. Reenkarnasyon sözcük anlamı olarak sürekli yeniden doğuş olarak tanımlanabilir. Reenkarnasyona göre varlık dünyada yaşamını tamamladıktan sonra kendine en uygun olan şekilde tekrar bir beden alarak yaşama geri döner. Tüm bu yolculuk tekamül (nirvana vb.) sürecini tamamlamak içindir. Reenkarnasyon sürecinin elbette kendi içerisinde bir dengesi ve belirli kaideleri vardır.
Reenkarnasyon süreci öncelikle yukarıda da belirttiğim gibi varlığın tekamül sürecini tamamlaması için gerekli en temel araçlardan biridir. Her varlık ilk yaşamında bilinçsiz olarak başlar ve adım adım gelişerek dönüşerek Öz’üne döner. Elbette bu süreç hayvanlarda, bitkilerde ve insanlarda çok farklıdır. Biz insanlar üzerinden gidecek olursak; bir insanın hem dünya işleriyle uğraşıp hem de -bilincini geliştirmesi elbette ortalama 70-80 yıllık bir hayat sürecinde pek mümkün görünmemektedir. Bu nedenle bilinç değişmese de beden yaşlandıkça, zayıfladıkça değişir ve yeni bir bedenle yeni bir deneyim süreciyle hayat devam eder. Tekamül sürecinin hızlı bir şekilde devam edebilmesi için bilinçler her yaşama önceki yaşamlarını hatırlamadan başlar, böylelikle her yaşam yeni bir deneyim olur ve her yaşam için öğrenme deneyimi artar. Ancak kişi belirli bir farkındalık seviyesine geldiğinde geçmiş yaşamlarını hatırlayabilir.
Reenkarnasyon konusunda en merak edilen konulardan biri insanın sadece insan olarak mı beden alacağı yoksa farklı canlı formları şeklinde de beden alabileceği midir? Aslında Hint öğretilerinde olduğu gibi insanın süreçlerden geçerek (bitki, hayvan, insan vb.) en son insan bedeninde reenkarne olması gibi bir durum söz konusu değildir. Bir varlık insan bilincine sahipken ancak tekamülü için gerekliyse bir hayvan ya da bitki olarak beden alabilir ya da başka bir gezegende doğabilir. Bu süreçlerin hepsi tekamül ile ilgilidir. Size daha çok deneyim kazandırabilecek, karma yüklerinizi daha rahat bırakabileceğiniz yaşamlara yönlendirirsiniz. Tüm bu süreç en sonda bizim edindiğimiz deneyimlerle özümüzle bütünleşip geldiğimiz kaynağa olabildiğince hızlı dönüşümüz içindir.
Tabii birçok insan özellikle inançları sebebiyle reenkarnasyon kavramına çok sıcak bakmamaktadır. Herkesin bildiği gibi semavi dinler yaşamın bitişinde bizi bir yargıdan sonra ödül ya da ceza süreçlerinin beklediğini söylemektedir. Yani yaşam döngüsü sona ermekte ve biz yaşadığımız hayatta yaptıklarımızla yargılanıp bir cennet ya da cehenneme gönderilmekteyiz. Ruhsallıkta ya da reenkarnasyonun olduğu bir sürekli yaşam döngüsü düşüncesinde cennet-cehennem, ödül-ceza gibi kavramlar yaşamımızın içerisindedir. Bunlar bizim yaşam sınavımızın birer parçasıdır. Bunlarla öğrenir, gelişir ve en sonunda kendimize ulaşırız.
Ayrıca dini metinler de derinlemesine incelendiğinde reenkarnasyona atıf yaptığı düşünülebilecek birçok örnek bulunabilir. Örneğin semavi dinlerin hepsinden bulunan İsa’nın yeniden doğacağı düşüncesi gibi. Aslında insanın hep aradığı ölümsüzlüğe gerçekten sahip olduğunu (biraz düşünülenden farklı da olsa) anlaması ve kabul etmesi gerçekten kolay görünmemektedir. Burada beden ve kişilik değişse de değişmeyen bilinç ile yaşam döngüsü devam etmekte ve biz öğrenme ve dönüşüm yolculuğumuzu sürdürmekteyiz. Ta ki Öz’ümüze dönene kadar…
Muhyiddin İbn’ül Arabi’nin dediği gibi;
‘Anladım ki tüm bu yolculuk, kendimden kendime imiş…’
Mustafa Caner ZENGİN
Ruhsal Gelişim ve Meditasyon Eğitmeni