ÖTEKİ
Öteki kavramı Türkçede, “sözü edilen veya benzer iki şeyden önem ya da yer bakımından uzakta olan”, “öbür, öbürü” ifadeleri ile açıklanmaktadır. Görüldüğü gibi kelimenin sözlük anlamında dahi olumsuz anlam yüklüdür.
Toplum bilimi açısından “mevcut kültür içinde dışlanmış olan” olarak tanımlanan öteki kavramı, toplumca normal kabul edilenler dışındaki her şey olarak tanımlanabilir. Öteki kişiler, öteki fikirler, farklı kültüre sahip etnik gruplar, farklı cinsel tercihlere sahip insanlar toplumda öteki olarak adlandırılan gruplardan bazılarıdır. Bir bireyin ya da grubun çoğunluktan farklı herhangi bir şeyi benimsiyor ve ona inanıyor olması ötekileştirilmesi için yeterlidir. Bu süreç farklı olanı anlamak ve empati kurabilmenin önündeki en büyük engellerden biridir. Bu engel, ilişkileri ve olayları farklı değerlendirmede “Ben” in ölçütlerini kullanmaya iter. Hatta bu durum sohbet anında kimlik sorunsalına dönüşüp, el atmışken Türkçe ’yi de kirletir ve “Biz” e dönüşür. “Galat-ı meşhur” olarak adlandırılan ve çoğu zaman kullanımı yanlış olan bu ifadelerle “biz” daha da güçlendirilmeye çalışılır. Öteki acayiptir, tuhaftır, ahlak dışıdır çünkü azınlıktır ama “biz” öyle mi? Çoğunluğundan aldığı güçle, doğru olanın kendi yaptığı olduğunu zannederek, bir de ezmeye çalışır. Ama iş konuşmaya geldiğinde “biz öyle insanlar değiliz” diyerek işin içinden sıyrılır. Kendi olmaya o kadar korkar ki hep bir topluluğa bağımlı olarak yaşar. Örneğin; hayat arkadaşını tanıştırırken “bu da bizim hanım der”. Acaba kadının kaç kocası vardır? (galat-ı meşhur)
Kimliğimizi tanımada ve korumada önemli bir rol oynar öteki.” Ben” i inşa ederken sınırları, çizgileri öteki’ ye göre belirler çünkü. Hegel, ötekiyle kurulan ilişkiyi kendini tanımanın ve özgürleştirmenin bir aracı olarak görmektedir. Bu ilişki olumsuzluk içeren ötekileştirmeye dönüştüğünde birey için kendi benliğini ve özerkliğini korumanın bir aracı haline gelmektedir. Çünkü kendini tek başına tanımlayamaz, onu tanımlayabilmek için karşısına bir nesne gerekir.
Çoğu zaman kıskanılandır öteki. Benliğini kendine göre şekillendirmiş, her koşulda özgürce kendini yaşamaya gayret edendir. Bize ters deyip, kim olduğu belli olmayan ne idüğü belirsiz kişilerin avam sözlerine kulak asmayandır. Bu kişiler her kim olursa olsun onlar için fark etmez. Birisinin çıkıp da topluluğa, farklı tercihleri yüzünden onları dinlemeyin demekle olacak şeyler değildir. Hayat öyle bir yere getirir ki seni, öteki berinde olsun diye yalvarırsın. Ah bir fark etsek oysa ki; evimizde olan, televizyonda izlediğimiz ötekidir. Sevgiliye atılan aşk şiiri ötekinin yazdığıdır, dinlediğimiz ötekinin şarkısıdır. Peki bu kadar iç içeyken bu inkâr niye!