Gün geçmiyor ki cennetle kıyaslanan güzide ülkemizde bir olay daha yaşanmasın.
Haftalık, günlük ya da en azından daha makul zaman dilimlerinde tekrarlanan gündem, bizde artık saatlik olarak değişiyor.
O kadar ki, gündemdeki başlıkları takip edip yazımda anlatmak isterken, fark ettim ki böyle bir şey mümkün değil. Çünkü hızımıza kimse yetişemiyor…
Elektrikti, doğalgazdı, zamlardı derken gündem hareketlendi.
Elbette kaos, bunları kapatmak için bir adım atmalıydı. Tarihe bile damga vurduğu söylenilen savaş sebepleri ilk akla gelen bahaneler oldu. Öncelikli olarak dinden, ahlaktan, namustan girildi. Çünkü açlıktan intihar eden babalar, gelecek kaygısından canına kıyan gençler ve sosyal medya aracılığıyla duyduğumuz (neyse ki) birçok haber yayıldı.
Ülkenin sanatçısı, üreteni, emek vereni üzerine saldırıldı.
Kadın olması kaos için bir avantajdı. Çünkü namus ve ahlak kavramları bir tek kadınlara özgüydü. Giydikleri kıyafet onlara yakışmalıydı ama aynı zamanda toplumun ahlak ve namusuna da uygun olmalıydı (404 not found) çünkü kadının giydiğinde bir tek kendinin söz hakkı yoktu ve giyinmek deyince akıllara sadece fiziksel giyinme geliyordu.
Kişinin düşüncelerinin, fikirlerinin, başarılarının hiçbir önemi yoktu. Fakat çok ahlaklı olan bir grup erkek ırkı, hemcinslerinin cinsel performansları hakkında yorum yapabilirdi canlı yayında, hatta onu umreye bile götürmeyi teklif edebilirdi fakat bir kadın ne giydiğine dikkat etmeliydi.
Ah Kâbe sen nelere kadirsin öyle. 7 kez dönen temizleniyormuş meğerse…
Gidip de dönemeyen var tabi bir de… Onlar da burada oldukları yerde dönerek, karılarının, kızlarının, hatta ve hatta kendilerini ilgilendirmeyen birçok kadının ahlak anlayışları hakkında yorum yapma hakkı bulmuş kendinde.
Mavi tikli olunca daha kolay oluyormuş tabi. Kimisi 16 yaşındaki bir çocuğun boğazını kesiyor namussuzluk yaptığı gerekçesiyle, kimi de çocuklarının annesini öldürüyor yine namussuzluk yapıp aldattığı gerekçesiyle. Fakat bu senaryoda çok namuslu erkek kişisi, resmi nikah bile kıymamış eşine. İmamın üflediği yer ıslak imza yerine geçer demiş. Bir de başka ülkeye gidip yerleşmiş ama kendini oraya ait hissedememiş olanlar var. Orada da erkekliklerini konuşturup kadınları öldürmüş fakat güzelim ülkemde cezamı çekeyim demiş ve yıllar sonra geri dönmüş.
Kendi vatandaşına gözü gibi bakan ve başka ülke vatandaşlarına set çekmiş güzel ülkem, sen Avrupa’da da bizi ve namusumuzu temsil ettin deyip fazla yatmasına gönlü razı olmamış ve salıverilmiş.
Her konuşmanın sonunda olduğu gibi “kısmet” denilmiş ve “amaaaan biz keyfimize bakalım” a dönmüş olaylar. Ne de olsa bize bir şey olduğu yok. Bir şarkı açmışlar söylemeye başlamışlar “geççek geççek”