Kanuna, Yargıtay’ a ve yerleşik hukuk uygulamasına göre,miras bırakan mirasçılarından birine maliki (sahibi) olduğu bir malın mülkiyetini diğer kişileri aldatmak ve kandırmak kastıyla görünürde bir satış işlemi yapmış gibi ancak aralarındaki gizli bir bağış sözleşmesiyle diğer mirasçılardan mal kaçırılmasına Muris Muvazaası denir.
Muris Muvazaası’ nı daha iyi anlayabilmek için şöyle bir örnek verilebilir: Baba, anne, bir erkek çocuk ve iki kız çocuktan oluşan bir ailede, baba kız çocuklarına gereken değeri vermediğinden ve erkek çocuğun mirasta kız çocuklardan daha fazla pay alabilmesi için kız çocukların mirastaki saklı paylarını ihlal etmek uğruna oğluna sahip olduğu evi hiçbir karşılık almadan vermiş ve kız çocuklarının alınıp gücenmemeleri için baba kızlarına bu evi, erkek kardeşlerine para ile sattığını iddia etmiş ve daha sonrasında kız çocukları babalarının kendilerinden mal kaçırdığını öğrenmeleri durumunda Muris Muvazaası davasını açarak mirasta ihlal edilen ve kendilerinden kaçırılan saklı paylarını alabilirler.
Muris Muvazaası davası için miras bırakan kendisine ait taşınmaz bir malvarlığını, mirasçılarından birine mal kaçırmak kastıyla gerçekte bağışlamış resmiyette satmış olarak göstermektedir.
Kendilerinden mal kaçırılan ve saklı paylı miras hakları ihlal edilen mirasçılar açacakları Muris Muvazaası davasında miras bırakanın taşınmaz malın satışını gerektirecek derecede ihtiyaç sahibi olmadığını, maddi durumunun iyi olduğunu, lehine mal kaçırılan mirasçının bu taşınmazı maddi alış gücünün bulunmadığını, devredilen taşınmazın satış değerinin gerçek piyasa değerinin çok çok altında olduğunu ispatlayarak bu dava ile ihlal edilen mirastaki saklı paylarına kavuşabileceklerdir.