M.B.T NEDİR?

1
539

M.B.T Nedir?

Peki durup dururken MBT nereden çıktı?
Her dönemin bir kuşağı vardır.
Bu haftaki yazımda kuşakları analiz edelim. Altmış sekizer’le birlikte, her döneme damga vuran toplumda iz bırakmış kuşaklar vardır. Ben bunları üçe ayırıyorum.

M. Mücadele kuşağı
B. Biat kuşağı
T. Teknoloji kuşağı

Gelin bu kuşakları beraber analiz edelim.

M (Mücadeleci Kuşak)
Mücadele denince ilk akla gelen 68 kuşağıdır.
68 kuşağı denince yalnızca Türkiye’yi düşünmememiz gerekiyor.
Ömer Turan’ın derlediği ‘1968 İsyan, Devrim, Özgürlük’ kitabında da detaylıca görülebileceği üzere dünya tarihinde, farklı coğrafyalarda ve farklı gruplar arasında birçok toplumsal hareket meydana gelmiştir. Bu toplumsal hareketlerin çıkış noktaları her biri kendi içinde ayrı bir dinamiğe sahip olaylardır ve harekete geçirici bazı nedenlere bağlıdır hiç kuşkusuz. Türk toplumsal hareketler tarihi içerisinde, etkisi günümüze kadar sürmüş olan ise 1968 öğrenci hareketidir.
Ülkemizde daha çok örneklerle anlatabiliriz, altmış sekiz kuşağını sadece bir öğrenci hareketi ile sınırlı tutarsak hata etmiş oluruz. Bu mücadele öğrenci hareketlerin öncülüğünde başladı ve sınıf mücadelesiyle ile büyüdü. Bu mücadele kent ile kırsal arasına örgütlenme bağı kurarak önemli bir döneme imza attı. Aslına bakılırsa mücadelenin ruhu, daha eskilere dayanıyor. Hasan Ali Yücel’in öncülüğünde 17 Nisan 1940’ta kurulan Köy Enstitüleri ile başlıyor, temelleri burada atılıyor. Toplumsal aydınlanmanın hayata geçebilmesi için eğitim olmazsa olmazların en başında geliyordu, çünkü aydınlanmayı geliştirip halka yayacak kadrolara ihtiyaç vardı. Bu dönemde kırsal kesime yayılan eğitim seferberliğinde, bugün aydın olarak ismini andığımız onlarca kişinin yetiştirildiğini görebiliyoruz.Bugün, toplumcu gerçekçi edebiyatın mihenk taşları olarak andığımız Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Talip Apaydın gibi birçok ismin hafızalarımızda yer edinmesinde payı olan temel faktör eğitimi halka yayan bu enstitülerdir. 1940 -1954 yılları arasında onlarca eğitmen/ öğretmen kalifiye birey yetiştirdiler. Bu da bilinçli yeni bir neslin doğmasına yol açmıştır. Bu nesil artık sorgulayan, araştıran, tartışan, üretken, kendi oyuncağını bile kendi yapabilen bir kuşaktır. O dönemin anlayışı için ekonomik kalkınmanın yolu üretim yapan fabrikalar, olmasa olmazları da tarla yanıydı. Tarım bu süreçte çok önemli yer tutuyordu. O günlerden kalma hala günümüzde duyduğumuz, söylediğimiz popüler türkülerimiz vardır. Fabrika kızı (fabrikada tütün sarar)“Burçak tarlası” ve daha niceleri!

Gelin birde B Kuşağına bakalım!

B (Biat Kuşağı)
Biatçı kültür topluma nasıl entegre olmuş:
1968 Devrimci gençlik hareketi Amerikan Emperyalizmine karşı Mücadele ederken, bu hareketin karşısında 6. Filoyu kendilerine kıble alarak namaz kılan bir akım vardır.
Biat kültürünün temellerini atan MTTB Mili Türk Talebe Birliği’dir. Kuruluşu 1916 yılı olan Mili Türk Talebe Birliği, 1936 yılına kadar Türkçü, milliyetçi ve Atatürkçü görüşleri savunmuştur. 1946 yılından Çok partili siyasi hayata geçmesi ile, 1965 yılına kadar Atatürkçü-milliyetçi çizgisini devam ettiren birlik, 1960-1965 yılları arasında yer yer, sol görüşlere de eğilim göstermiştir. 1960’dan kapatıldığı 1980 yılına kadar ise siyasal İslamcı bir kimliğe sahip, olan bu akım. 1980 seksenlere gelindiğinde artık yol haritası, Türk İslam sentezi olmuştu. Biat Kültürün mimarları artık MTTB olmuştu. Artık yeni bir kuşak vardı. 12 Eylül. 1980 darbesi solun üzerinden bir silindir gibi geçerken onlar cunta yönetiminde arkasına alarak çoktan örgütlenmeye başlamışlar. Türkiye, toplumun en zayıf yanı olan ‘dini’ referans alarak örgütlenmeye başladılar. Artık sayıları milyonlara varılmaktadır. O dönemin Mili Türk Talebe Birliği içinde görev alanlar 1980 yıllar gelindiğinde siyaset sahnesine çıkanların arkasında sayıları artık milyonlara bulmuştu. Onlar için siyasette, hasat zamanı gelmişti. Mili Türk Talebe Birliğinin kaynağına bakıldığında, o dönem içerisinde Türk Mili Talebe Birliğine üye olup siyasete girenlerin sayıları oldukça fazladır. Ve bunlar biat kültürün yerleşmesinde en büyük pay sahibi olan siyası figürlerdi. O döneme bakıldığında, siyası figürlerin sayıları listeye oldukça kalabalıklar.
Abdullah Gül, Mehmet Ali Şahin Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Beşir Atalay, Ömer Dinçer, Taner Yıldız, İsmail Kahraman, Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Bahattin Yıldız, Necip Fazıl Kısakürek, Ömer Lütfi Mete, Cumhurbaşkanlığı eski Genel Sekreteri Mustafa İsen, Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından Şükrü Karatepe, yazar Mustafa Müftüoğlu, yazar Cemil Meriç, Oğuz han, Asıltürk Refah Partisi eski Milletvekili Yasin Hatipoğlu, Prof. Dr. Sabahattin Zaim, Kadir Mısıroğlu, TÜGVA Mütevelli Heyeti Üyesi Mehmet Burak Savaşer, Fehmi Koru ve Hizbullah (Türkiye) örgütünün kurucularından Fidan Güngör ve Hüseyin Velioğlu gibi birçok isim bulunmaktadır.
M Mücadele kuşağı aydınlığa. B Biat Kuşağı ise artık ülke için farklı bir yol haritası çıktığını görmekteyiz.

T (Teknoloji Kuşağı – Günümüzün değimiyle Z kuşağı)
Bu kuşağı tanımak tanımlamak oldukça zordur. Çünkü onların dünyasında, teknoloji var, teknoloji ile hayata merhaba dediler, rahatlar çünkü onların karşısında teknoloji ile teori eğitimi alan bir kuşak yoktur. Elbette teknolojinin dünyayı hakim olduğu bir dönemde kolaylıklar kadar, zorlukları da vardır. Köy enstitülerin teorik eğitimini başarılı kılan ana unsur pratik eğitimdir.
Teknolojinin onlara tanıdığı olanaklar ile yaratıcı da olabilirler, bu onların elinde, karamsarlığa düşmeden topluma umudu aşılayabilirler, çünkü onların elinde artık tabletleri, telefonları, bilgisayarları var. Zor olduğu kadar elinde teknoloji kolaylığı var. Teknolojide altın çağı yaşıyor olabilirsiniz! Unutmayın ki milyonlarında sizden beklentisi var. Geçmişte bize miras bırakan Hasan Ali Yücel’in İsmail Hakkı Tonguç’un Köy Enstitüleri ile geleceğe bir kuşak bıraktıysa sizde elinizdeki Teknolojiyle geleceğe miras bırakma borcunuz var. Gelecek sizin elinizde, umut sizde. Karanlıktan aydınlığa çıkmanın yolu, sizin yaratıcılığınızda. Şiirin de dediği gibi gelecek sizin ellerinizde, umut sizin gözlerinizde, aydınlığa çıkmanın yolu sizin yakacağınız bir ışıktır. Olmak ya da olmamak, oda sizin cesaretinizde, inanıyorum ki siz teknolojiye mahkum olamayacaksınız. Teknoloji ile, bir devrim kuşağı yaratacaksınız.

Ahmet Arif’in Anadolu şiirinde dediği gibi; Bir umudum sende!

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım, Oğullarım var gelecekte,
Her biri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden, Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende, Anlıyor musun ?

Mustafa Aydın

1 Yorum

  1. Bilinçli bir toplumun aydınlanması gerek önce ve bunun içinde yüreği kalem tutan onurlu güzel insanlar gerekiyor. Kalemine ve yüreğine sağlık üstadım 👏👏

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz