KORKMAK İÇİN HAYAT FAZLA GÜZEL

0
220

Merhaba, güzelliklerin yaşamımıza işlediği bir dönem olsun hepimiz için.
Bu yazımda sizlere biraz korku kavramından bahsedeceğim. Korkular hayatımızın her alanında bizimle. Bazısını görüp kabul ediyoruz, bazılarını da görmezden geliyoruz. Aslında korku diğer tüm hislerimiz gibi bizim biz olmamızı sağlayan en temel olgulardan biri.Mesele sadece korkuyu tanımakta ve onunla nasıl baş edebileceğini bilmekte tabii ki.

Peki korkuyu, korkularımızı nasıl tanıyabiliriz?

Burada bir de kaygı kavramı giriyor devreye. Kaygı ve korku kavramı birbirine yakın kavramlardır ancak tabii ki çok büyük farklılıkları vardır. Kaygılar daha kısa süreli ve geçicidir, net değildir ancak korkular daha uzun sürelidir, genellikle daha nettir ve müdahale edilmediği sürece hayatımız boyunca bizimle olabilirler. Örneğin ölüm kavramı ile ilgili sorgulamalarınız varsa; Ne olacak? Nasıl olacak? Nereye gideceğim?
Cennet cehennem var mı? gibi sorular kaygıdır. Ancak ölümden sonra sorguya çekileceğim günahım çoksa cehenneme gideceğim, sevdiklerim beni özleyecek, onları göremeyeceğim gibi düşünceleriniz varsa ve bunlar hep sizinleyse bunlar korkudur. Korku sürekli bizimledir ve fark etmediğimiz sürece hayatımızı olumsuz olarak etkilemeye devam eder.

Elbette bizlerin hayatında belirli ölçüde korkunun olması doğaldır. Sevdiklerime zarar gelecek korkusu, kaybetme korkusu, gelecek korkusu, sağlık korkusu vb. Ama tüm bunların belirli ölçülerde olup insanların hayatını sınırlamaması çok önemlidir. Korku bizi sınırlamaya başladığı zaman yavaş yavaş hayatımızın kontrolünü de eline almaya başlar ve bunun sonucunda psikojik sorunların ortaya çıkmasına neden olur.

Peki korkularımızı nasıl dengeleyebiliriz?

İlk önce kendimizi tanımamız gerekiyor. Nelerden korkuyoruz? Nelere yönelik kaygılarımız var? Kaygılarımız ne noktada korkuya dönüşebilir? Tüm bunlarla ilgili kendimizi sorgulamamız ve hislerimizi keşfetmemiz gerekiyor. Sonrasında önce kaygılardan başlayarak tüm bunların neden oluştuğunu bulmalıyız. Kaygılar ve korkuların çoğu aslında bize yüklenmiştir. Ailemiz, sosyal çevremiz, inanç kalıpları gibi çeşitli alanlardan alırız bunları. Örneğin; ölüm korkusu, maddi korkular, gelecek kaygısı gibi. Aslında korku ve kaygıların nedenlerini keşfetmek ve kabul etmek en zor aşamalardan biridir.Çünkü bizler zayıf yönlerimizi kabullenmede her zaman zorlanırız.

İçimizdeki korkuları ortaya çıkardıktan ve nedenlerini bulduktan sonra, onları ortadan kaldırmaya başlamamız gerekiyor. Korkuların yerine bize daha iyi gelecek; umut, sevgi, huzur, mutluluk, anlayış gibi duyguları koyabiliriz. Sebebini bildiğimiz her şeyi ortadan kaldırmak çok daha kolaydır. Tek tek tüm korku ve kaygılarımızı önümüze getirip artık onları kendimizden uzaklaştırdığımızı ve yerine güzel duygu ve düşünceleri koyduğumuzu söylememiz yeterli olacaktır. Sonra bir süre kendimizle kalıp derin derin nefes alıp vermeliyiz. Verdiğimiz her nefesle korkularımızı içimizden dışarı atacağız. Bunu yapmak sizi zorlarsa elbette yardım alabilirsiniz.Destek alarak bunu yapmak sizin için daha hızlı ve kesin bir çözüm olacaktır.

Korkularımızdan yavaş yavaş uzaklaştığımız zaman kendimizi daha iyi tanımaya başlarız, içsel gelişimimiz için korkularımızı kontrol edebilmeyiz. Bugün için korkularımızdan arınsak bile yerine yarın yenileri gelebilir. Önemli olan her durumda korku ve kaygı hislerini dengeleyebilmektir. Böylece hayatımızı, geleceğimizi daha emin adımlarla var edebiliriz.

Korkuların sizi yönetmesine izin vermeyin, siz korkularınızı kontrol edin. Hayat korkularla yaşamak için fazla güzel…

Mustafa Caner ZENGİN
Ruhsal Gelişim ve Meditasyon Eğitmeni

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here