CHP yerel seçimlerde aday tanıtımda on iki maddeden oluşan seçim bildirgesinde şeffaflık, hesap verilebilirlik, ulaşım ve altyapı çözümleri ve yoksulluğun yenilmesini deklere etti.
CHP genel başkanı KILIÇDAROĞLU: “Çocuklarımız ve cumhuriyet için başaracağız, başarmak zorundayız. Biz bahara özlem duyuyoruz, biz baharı bu ülkeye getirmek zorundayız, başarıyı sürdürmek zorundayız, belediyelerimiz bu görevi başarıyla yapacaklar.” dedi.
Bunlar doğru mu? Evet doğru.
Peki ya yaşanan gerçekler ne? Bir de oraya bakalım.
Cumhuriyet Halk Partisinde bazı MYK üyeleri koltuklarından aldıkları güçle belediye başkanları ile girdikleri menfaat ve çıkar dostlukları en tepeden başlayıp ilçelere kadar inen bu ilişkilerin tamamının çıkar ve ranta dönüşmesi partinin ilkelerine sosyal demokrat anlayışına ve altı okuna kısacası ana omurgasına büyük zarar vermektedir. Burada isim kullanmıyorum, hani kol kırılır yen içinde kalır misali, partimiz zarar görmesin.
Sosyal demokrat halkçı bir belediye diye slogan atanlar, derebeyliği mentalitesiyle; sorunlara çözüm üretemeyen, şeffaflık ilkesini hiç takmayan, emekçilerine değer vermeyen, kendini kapalı kapılar ardına kapatan, küçük diktatör adamlar haline dönüşüyorlar.
Demedi demeyin, genel başkan bu duruma el koymaz ise, yerel seçimlerde açıkladığı on iki maddeyi belediye başkanlarıyla ve onların yönetimine uygulatmalı, gerekirse parti tüzüğünde mevcut olan disiplin kurulunda çalıştırılmalıdır.
SHP’nin çöküşü unutulmamalı ki, belediyelerdeki başarısız yönetimlerin basiretsizliğinden dolayı hem parti hemde cumhuriyet çok şey kaybetmiştir.
Partiden istifa etmek çözüm değildir.
İkinci genel başkan İsmet İNÖNÜ’nün dediği gibi: “Bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memlekette kurtuluş yoktur.”
İktidara bu kadar yakın iken yeniden sosyal hukuk devleti ve güçlü parlamenter sistemini yeniden inşa etmeye bu kadar yaklaşmışken bunu birkaç hergelenin zenginleşmesine kurban etmeyelim.
Şunu da belirtelim ki görevini samimiyetle, gayretle, emeğini katarak, şeffaf bir şekilde, partimizin yüz akı olan yöneticilerimiz ve belediye başkanlarımız bizim canımız ciğerimiz, başımızın tacıdır.