GÜNÜN İÇİNDEN
Herzaman yaptığım gibi sabahın en can alıcı, günün vehameti harikası güncel olaylarını izleyip, absürt işe yaramaz Tv kanallarının (çoğunu geçiştirip) bazılarını da,dinlemek için haber kanalımı açtım.
Bir bardak demli çayımla masamdaki kahvaltı eşiliğinde.
Bu artık rutine dönüştü desem yalan olmaz.(artık eskisi gibi tek bir kanalda takılıp kalmiyorum) ve diğer kanalları da haber, yorum, analizve tartışma programları olduğunda daha bir dikkat kesilip kalıyorum.
Dakikaları mı alsa da birçoklarından epey bir bilgilendiğimi sanarak.
Ne kadarı dogruysa!!? Işte.. Geziniyorum! Tekrardan zaplayarak kanalları
Boş mideyle boş bir beyine anti depresan oluyor bazen ister istemez görüntüler.
Konuların ve olayların oluş biçimi gelişen olaylar.
Bedene bir numara ya büyük geliyor yada küçük.
Ortası yok yani anlayacağınız.. (Ama insanız işte)
Günün keşmekeşine bir şekilde adapte olup stabil kalsak da çoğu defa.
Koşuşturmaca içersinde olduğumuzda yaşam dürtüsü eşliğinde ayak uydurmak zorunlu hale geliyor.
Klişe basma kalıp gibi işin aslına gidişatına göre şartlandırılıyorsunuz bir nevi.
Olaylara karşı sanki koruma kalkan amaçlı pansuman.
İlk önceliğim, vazifem buymuşcasına…
Kanalın birinde muhabir mikrofonu genç çalışan, aynı zamanda okuyan bir gence uzattı.
Soru şuydu; sizce seçimin Türkiye üzerindeki yanlış izlenilen politik ve yaşamsal problemi neydi diye”!?
Biraz düşünüp kendince güzel bir mantık yürüterek cevap verdi genç delikanlı: Biz gençlerin seçimlere payı çok olsa da belli bir kesimden sonrasına oy kullandırtmamalılar aslında! Sonrasında ülke açısından olumsuz etkileri büyük oluyor!
Aynen böyle söyledi o genç birey.
Kendimce de düşündüm ve bu hiç kimsenin aklına gelmeyen cevap beni bi hayli düşündürttü..
Belki de haklıydı söylediklerinde…
Geçen birçok seçimlerde görev alan birisi olarak söylediklerini haklı çıkartacaklar olay ve kişilere tanık olmadım değil.
Bedensel olarak kendince yapabilecek hiç bir görevi yerine getiremeyen, ancak en yakınları eşliğinde zorlukla gelen yaşlılarımıza bu yapılanlar hem zülüm hem de eziyettir.
Seçim görevlisine yaşattıkları zorlukları da çabasıdır.
Böyle bir yaklaşım görmezden gelinmemeli ve iyileştirici bir yol izlenmelidir
Birkaç fazla oy alacak diye hertürlü işlevden yoksun bu insanlara daha fazla eziyet yapılmamalı.
Seçim genelgesi içersin de buna uygun bir yaptırım uygulanıp anun taslağının yürürlüğe girmesiyle bu mümkün hale gelmeli. Esasen bu acilen şarttır.
Belli bir yaştan sonrasına yasal uyarı gelmelidir.
Ülke açısından daha büyük bir hüsran ve hayal kırıklığı yaşanması’nın önüne burdan başlanarak geçilmeli.
Bu öneriye genç ve dinamik bakış açısındaki insanların tavsiyesi diyelim.
Her şeye rağmen, yeni güne her zamanki gibi, güzel haberleri duymak için ilk nefesle sabahı aydınlatıp günaydınlanalım mı ne dersiniz?