GENÇLİĞİN ÇIĞLIĞI

2
1366

Sözlerime Edip Akbayram’ın dediği gibi; “İnanın çocuklar güzel günler göreceğiz” diye başlıyorum. İnanmalıyız, zira başka alternatifimiz yok. 20’li yaşlarınızın başlarında iseniz, önünüze altın tepsilerle sunulan iş imkanlarınızın yok ise inanmalısınız. Her ne kadar gelişmek, kültürel bilgiye sahip olmak isteseniz de bir müze girişinin 100 Türk lirası olduğu bir ekonomide pek mümkün olmamakla beraber, kişisel gelişimimiz adına kitap almakta alım gücü zorluğuyla kolay değil. Zira, ekmek alamayan toplumuz. Peki kültürel yozlaşmaya sahip bu toplumu bir-iki müze gezisi, 3-5 kitap paklar mı? Ne yazık ki paklamaz… O müzeler ücretsiz olsaydı gidebilir miydik? Gidemezdik, gitmezdik. Çünkü bir metrobüste tacize uğramanın korkusu, tenha bir sokakta tecavüze kurban gitmenin korkusuyla dolu oluruz. Güvenli toplum inançlı bireyleri doğurur, inançlı bireyler gelişmiş bir toplumun temelidir.

Bizler, bu ülkenin genç kızları, delikanlı adamları, daha kötülük nedir bilmeyen çocukları ve daha dünyaya gözlerini açar açmaz kötülükle tanışan bebekleri, dilsiz hayvanlarıyız… Kimimiz hayallerimizin başında evimize dönerken bindiğimiz minübüsün şoförü tarafından tecavüze uğrayıp yakıldık, kimimiz eğitim görmek amacıyla gittiğimiz vakıfta sayısız kez tecavüze uğradık, kimimiz daha saçlarımızda süslü tokalarımızla tenefüslerde saklambaç oynamamız gereken yaşlarda, arkadaşına uyurken ne giydiklerini sordu. Kot pantolon giydiğini çünkü babasının kot pantolonu çıkarmakta zorlandığını söyledi. Kimimiz henüz 2 yaşında iken tecavüze ve şiddete maruz kaldık. Kimimiz ise sadece çöpleri karıştırıp yemek bulmak isterken, sadece yaşam isterken miyavladığımız için ayaklarımız kesildi, öldürüldük. Neden? işte buna verilen hiçbir cevabın savunulacak bir tarafı yok…

Oysa genciz aşık olmak isterdik aşık olduğumuz adam katilimiz olmasaydı parçalarımızı bir valize koyup çöpe atmasaydı! Aşık olduk öldürüldük, eğitim görmek istedik tacize uğradık, oyunlar oynamak istedik tecavüze uğradık. Ya da babalarımız tarafından dedelerimiz yaşında adamlarla evlendirildik. Sahi neden korunmadık? Neden bizleri koruyamadınız?Bizler güvenli bir yaşam istiyoruz; bedenlerimize kirli eller değmesin, okumak, çizgi filmler izlemek istiyoruz. Anne olmak değil, sadece yaşam alanlarımızda huzurla yaşamak istiyoruz. Hakkımızı olan yaşamı istiyoruz, yaşamak istiyoruz. Rousseau’nun da dediği gibi; “Hakları ve zevkleri elinden alınan gençler, onların yerinde daha gizli ve tehlikeli olanları koyarlar.”

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here