GENÇLERİN KADERİ BU OLMAMALI!

0
441

Beyin göçü artık liseden başlıyor

İnternet üzerinde dolaşan bir haber linki nedeniyle bu yazıyı yazmaya karar verdim. İnternet üzerinde sosyal mecralara düşen haberleri gördükçe insanlarımızın, özellikle de gençlerimizin gelecekleri konusunda karamsar olmak konusunda ne kadar haklı olduklarını bir defa daha anladım.
(Not: Yazının linki dipnot şeklinde verilmiştir.)

Kısaca özetlersek sosyal medyada karşılaştığımız haberin konusu; Türkiye’de mühendis olarak mezun olmuş bir gencimizin yabancı ülkeye bir kurye olarak çalışmaya başlaması ve hayatı kazanma mücadelesini bu şekilde daha rahat ve kolay sürdürebilmesiydi. Üzücü ama gerçek.
Yani ülkesinde bir mühendis (beyin insanı yerine) yabancı herhangi bir ülkede vasıfsız bir insan olmayı tercih edecek kadar çaresiz bırakılmış bir gençlikliği konu alan bir yazıydı.

Bu konuda ülke içinde söz sahibi olan tek adam rejiminin ve ittifakının rolü ve hissesi büyük ancak bizi asıl ilgilendiren 2023 yılında yerle bir olması muhtemel olan bu rejimin yerine kimler tarafından ne konacağıdır. Yazının da asıl konusu gençlerin bu çığlığı ve muhalefetin ataleti (durgunluğu) üzerinedir.

Öyleyse soralım;

Muhalefet beyin göçünün tersine yönelik programı neden açıklamıyor? Bu şekilde yurt dışına gitmiş ne kadar gencimiz var? Bir raporu veya çalışma var mıdır?

Türkiye beyin göçü ve konusunda ne ilk kurban ne de son. (Savaşlar sonrasında Suriye son olarak tarumar edildi. Fabrikalarından akademik iş gücüne kadar yağmalandığı ortaya çıktı)
Nitekim batı artık yer altı kaynaklarını ele geçirmek için herhangi bir savaş benzeri operasyonel faaliyetlere ihtiyaç duymamakta. Yer altı kaynaklarını para ve sermaye ile kolay elde edebilirken, yetişmiş insan gücü, akademik birikim, kültürel zenginlik gibi unsurları hedef almak için savaşlar ve iç çatışmalar kullanılmakta. Savaş ile yok edilen refah sonucu ülkenin insan hazinesinin kaçıp göç etmesinin önü açılmakta. Türkiye de bu cendere içine hızla çekilmekte.

Nitelikli insan ve beyin hazinesine batının yoğun sermaye ve manyetik baskısına tıpkı bize benzer biçimde maruz kalmış Çin Halk Cumhuriyeti bu konuda model alınabilir ’70’li yıllardan beri ülkesi dışına göndermiş olduğu veya kendiliğinden gitmiş olan bütün gençleri şu anda ülkesi adına süper bilgisayarlar, genetik, mekatronik, kuantum  gibi nice alanlarda çığır açan öncülere dönüştüler.
Ülkemiz  için de bunu yapmak imkansız olmamalı. Yakın geçmişte, 1920’lerde taze kurulan Cumhuriyet eliyle gerçekleşen inovasyon atılımı/ bilim insanlarının davet edilerek kürsüler kurulması ve bilimsel atılım yapılması gibi hamlelerin acilen günümüze uyarlanarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Ülke siyasetine baktığımızda, bu konuda Muhalefetten etkili bir çağrı veyahut işin rengini ve boyutunu değiştirecek bir program / önerme gelmemiş olması en az iktidarın ülkenin kaderine yaptığı olumsuz etkiler kadar ürperticidir.

Toplum iktidarın özellikle eğitimde ve akademik alanda yıkıcı rolünün farkında ancak 2023’deki değişim sonrası ortaya konması beklenenler açısından da pek ümitli değil. Bu kara bulutları dağıtmak için acilen “100 Yılın İnovasyon / know-how Çağrısı” yapılmalıdır. Bu çağrı ile dünya genelinde eğitim almış, faaliyet gösteren gençlerin konusu ne olursa olsun uygun şartlar sağlanarak ülkesine dönmesi hedeflenmelidir.

Bu konuda ne denebilir? Çok zor değil şunu bilmek gerekir ki insanlarımız ülkemizin cennet olduğunun farkında. İnsanımız halkının da kucaklayıcı bir halk olduğunu düşünüyor. Özellikle yurt dışında gelişmişlik adı altında sinsice kümelenen doğu toplumlarına yönelik düşmanlık mevcut. Bütün bu zorluklara göğüs germek mecburiyetinde olmadıkları anlatılmalıdır.

Bir iki başlık halinde sıralamak gerekirse;

– Geri dönüşü teşvik

– İstihdam sağlanması

– Girişimlere (start up) yönelik kredi olanakları

– Melek yatırımcılar-know how-fikir/proje devlet kanalı ile ortaklaşmalı

– Ülkenin demokrasi ve akılcı yönetime tekrar kavuşturulması ve hukuk devleti esası ile güçler ayrılığının tekrar yürür hale getirilmesi de akılcı ve üretken beyinlerin ülkeye dönmesi açısından ön açıcı etki yapacaktır. Unutulmamalıdır ki bir ülke ne kadar zengin olursa olsun ve ne kadar geniş şartlar sağlarsa sağlasın akılcı yönetimin ve aydınlanmanın olmadığı, hukuk ve adeletin ayaklar altında olduğu rejimler asla cazibe merkezi olamazlar. Bunun en önemli örneğini günümüzde parasal refah içinde olup demokrasi fakiri olan ortadoğu ülkeleridir.

Kılıçdaroğlu Akşener başta olmak üzere ülkenin kaderini değiştirecek bütün liderlere soruyor ve sesleniyoruz!

NEDEN DURUYORSUNUZ?
TÜRKİYE’Yİ GELECEĞE TAŞIYACAK BEYİNLERE YAPIN ÇAĞIRINIZI!

https://seyler.eksisozluk.com/almanyada-kurye-olarak-ise-baslayan-genc-muhendis-ne-kadar-kazaniyordur?fbclid=IwAR1aEUELwFb5HkBzlM-WRAC_S4F61A8tol_T6_u-DdaomDqZsKqv8Dtf4X8

Eren Soydemir
10/07/2021