EKONOMİK TERÖR

0
512

Ekonomik Kriz | Beştepe Bloggers

Her gün yazılı ve görsel basında ekonomik yorumlar yapılmaktadır. Bu yorumları ekonomistler yapsa gam yemem. Çoğu ekonomist değil, ama onları cebinden çıkartır türden yorum yaptıklarını sanan insanlar. Adam duygularıyla gerçekleri özdeş sanıyor. Yorumunu ona göre yapıyor. Ya da işine öyle geldiği için gerçeklere dayanmayan kuramlar üretip yorumluyor. Böylece bir şeyler yazdığını sanıp günü kurtarıyor.

Yalan yanlış yorumlar kime zarar veriyor ? Bunu hiç düşünmezler ! Üstüne üstlük gerçeklerden yorumladığı kuramla analiz yapan ekonomistlere “cahil” diyebilecek kadar da ileri gidebiliyorlar. İşte burası iyice garip değil mi? Neyse ! Bilenler bilmeyenlere anlatsın deyip geçmeyeceğim. Bildiklerimi anlatayım. Çünkü günümüzde dünya konjonktürü küresel ekonomiye dayanmaktadır. Her vatandaşın bazı ekonomik kararları alabilmesi için biraz ekonomi bilmesi gerektiğine inananlardanım. Bu yazıyı da onun için yazdım.

Ülkenin ekonomik yapısını, doğasını, tüketimini, toplumsal sorunlarını, ticaret ve sanayisi ile diğer özel ve kamusal kuruluşların faaliyetlerini oluşturan temel gerçekler, görüşler, ekonomik analizin alanıdır. Ancak ekonomik analizin alanını bu tanımda olduğu gibi kesin sınırlarla çizmek de mümkün değildir. Ayrıca bu alan içerisinde yanlış ile doğru hakkında kesin yorum veya sihirli formülle sınama yapmak gibi bir imkan da yoktur. Kaldı ki ekonomik analizi ölçülebilen miktarlar ile sınırlamak da mümkün değildir. Kıt kaynakların değerlendirilmesi alternatifleri içerisinde akılcı insan davranışlarını da inceleyen ekonominin amacı, insanların yaşam koşullarını iyileştirip yükseltmektir. Bu bağlamda da ekonomik davranışlar da araç olmaktadır. Yani miktarların neden ve sonuç tahlilleri yanında örneğin bir malın “kalitesi” de önemlidir.

Bu öz anlatımdan sonra ekonomik analiz yapmanın yöntemleri nelerdir ?

Bazı bilim dallarında olduğu gibi laboratuvar deney yapma imkanı bu analizde yoktur. Ekonomik yorum yapabilmek için, istatistik ile mantıksal akıl yürütme yöntemi kullanılmaktadır. İstatistiksel yöntemle geçmişte derlenmiş gerçek veriler arasındaki kurallar saptanıp yorum yapılır. Gerçeklerin değişmesi halinde de ekonomik kuram yardımıyla doğabilecek sonuçlar da mantık yoluyla saptanmaya çalışılır. Ancak burada en önemli olgu, istatistik bilgilerinin doğru veya doğruya yakın olmasıdır. Bu bilgilerin doğru olması da kesin sunucu vermeyebilir. Örneğin bir malın fiyatının yükselmesi halinde talebin azalacağı istatistiklerde görülebilir. Ancak koşullar gereği tüketim değişmeyebilir. Ya da alternatif malların fiyatı yüksek ise sabit gelirli tüketiciler talebini daha da arttırabilirler. Yani istatistiksel yorum da her zaman doğru sonucu vermeyebilir.

Toplumsal gerçek yaşamda ekonomik miktarlar arasındaki ilişkiler karmaşıktır. Bu karmaşık yapı içerisinde kuram oluşturup analiz yapmak kolay değildir. Ancak ekonomi eğitim görmüş insanların sonuçları bulup algılaması olanaklıdır. Çünkü onlar gerçek verilere dayanarak oluşturdukları kuramlarına karmaşık varsayımları da katarak yaşanan ekonomik duruma yönelik mantıksal yorumlar yapabilirler. Belki durumun fotoğrafını çekemezler ama mevcut haritasını çıkartabilirler.

Ekonomistlerin görevi, ekonomik faaliyet gösteren kişi ve kuruluşlara veya siyaset adamlarına tavsiyede bulunmak değildir. Yaşanan ekonomik durumun bütün ayrıntılarını tümüyle ortaya koymaktır. Ekonomik karar verenler, böylece önlerini görerek ileriye doğru yol almanın biçimini kendileri tayin edeceklerdir. Çünkü siyasi ya da ekonomik sorumluluk bu kararı verenlere aittir.

Kısacası ekonomik analizin alanı ile sınırları, ekonomik olaylara yaklaşım biçim ile yöntem ve tekniklerini kullanarak gerçeklerden hareketle kuram oluşturup sonuçlarını yorumlamak, gerçeklerin değişmesi halinde de akılcı mantıksal yöntemle durum tespiti yapmak bilgi ve beceri gerektirir.

Kendinde bu meziyetleri olan buyursun yorumunu yapsın, biz de yararlanalım. Ancak taraflı ve duygusal hareket ederek gerçekleri çarpıtanlar bu ülkeye kötülük yaptıklarını bilmelidirler. Ülkenin birliğine ve bütünlüğüne saldıran tehdit unsurlarının yarattığı terörden daha büyük bir terörist yaklaşımdır. Yani ekonomik terördür. Çünkü böyle davrananların yüzünden ülkemizde yağma ve yolsuzluk ekonomisi bugüne kadar gölgede kalmayı başarmıştır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkından çalanlarla bunlara çanak tutarak kamuoyunu yanıltan yazar çizerler, diğer destekçilerinden iki kat daha suçlu durumdalar. Sırası geldikçe herkes hesabını elbette verecektir.

Bu ülke ne çektiyse hep dalkavuk ve soytarılardan, paragöz ile basiretsiz korkak siyasetçilerden çekti. Ancak “Atatürk” efsanesi henüz bitmedi diye düşünüyorum. O iktisatta da örnek bir lider idi…