EKONOMİ DÜZELİR YA SEVGİSİZLİK?

0
257

Bugün bir pazar yazısı yazmak ve siyasetin / ülke gündeminin dışında birşeyleri kaleme almak isterdim. Yine olmadı.
Sosyal medyanın iş dünyası alanındaki merkez noktalarından bir tanesi, birçoğumuzun bildiği üzere Linked’in adlı mecra.
Eskiden sadece belirli çapta bir network oluşumuna izin veren portalın şu anda gerek bağlantılar kurma, gerek reklam ve PR (tanıtım) yapılabilmesi veyahut sayfa akışı ile insanların etkileşim kurabilmesini sağlayan bir site haline dönüşmesi sosyal evrenin artık iş yaşantısını da tamamen içine almaya doğru evrildiğini bizlere gösteriyor.
Ten ways to stand out on LinkedIn | European Youth PortalNeler yok neler? CV’sini oluşturup iş arayanlar, servis veya ürün alanında ortak çalışmak isteyenler, kendilerinin veya firmalarının reklamını yapmak isteyenler, ekonomik göstergeler konusunda faaliyet gösterenler.
Bütün bunlara ek olarak kimin kime baktığı gibi merak içerek konularda da sitenin bilgilendirme yapması değişik bir hizmeti olarak ele alınabilir.
Gelelim değinmek istediğim asıl konuya; yine üzücü biçimde ülkemizde de yoğun olarak kullanılan Linked’in sitesinde genç bir kullanıcının yazmış olduğu yurtdışına göç hikayesi hem üzücü hem de ibret verici bir olay haline dönmüş durumda.

Mesajda çaresizlik sonucu Kanada’ya göç ettiğini, ülkesinin neler kaybettiği veya kazandığının pek ilgisini çekmediğini. Artık kendisi ve ailesi için insanca yaşama koşullarına kavuşmak istediğini belirtmiş. 

Bahsi geçen mesaj ve akış, ilk bakışta genç bir arkadaşımızın hikayesi gibi görünebilir. Oysa ki bu ülkesinde mutlu olmayan milyonlarlarca gencin dramasıdır.
File:Woman broken heart.svg - Wikimedia CommonsMesajında mutlu olamadığı, değer göremediği ve geleceğinde yer almak istemediği ülkesinden ayrılma kararını özetlemiş.
Bu durum ülkemizin kaybettiği insan gücü ve niteliği bakımından ayrıca incelenebilir. Fakat asıl mevzu tam da bu noktada yorumlarda kendini gösteriyor. Yorumlarda destek veren olduğundan daha çok nefret ve kaba bir dil hakim. Üzücü kısım mesajdan daha çok altına yapılan yorumlarda yer alıyor.
AKP politikaları sonucu ülkede sadece ekonominin kötü gittiğini düşünmek basit tabirle cahillik olabilir.
İktidar politikaları sonucunda yükselen enflasyon ve işsizlik karşısında ters orantılı biçimde düşen şey ne yazık ki “iyi insanların” sayısı.
Göç edip başka bir gelecek arayan bir insan için yazılan kötücül mesajların sonu yok. Biz ne zaman bu hale geldik? Bunca insan hangi ara bu kadar kötü, karamsar, nefret dolu bireyler oldular ekonomiden, yoksulluktan vb konulardan önce bunu araştırmak ve çözmek gerek.
İşin ilginç ve bir o kadar da şaşırtıcı yanı; bu mesajın altına sosyal mecrada ağız dolusu küfür ve hakareti edenler eğitimli, iş güç sahibi ve ülke geneline oranla nitelikli kişiler(!)

Ülkesinden göç etmek isteyen bir insanın mesajı üzücü, sarsıcı hatta rahatsız edici de gelebilir. Ancak hiç bir gerekçe bu kişiye ve kararına saygı duymamızın önüne geçemez.
Son ankette dikkat çeken detay: AKP'den kopanlar ve Z kuşağı kime oy  verecek?Yaşca AKP öncesini hatırlayanlar bilir. Bu ülkede birbirine ters fikirleri olan milyonlarca insan yüzlerce yıldır yaşadı. Yeri geldi komşuluk yaptı, yeri geldi ticaret yaptı, günü geldi dünür oldu akrabalık kurdu. Ama bu Ülke asla bu durumda değildi.
Bu iktidar insanları psikolojik ve sosyal olarak çökertti. Yoz bir sistemden yoz insanların türemesine neden oldu. Üstelik de bunu yaparken ideolojik ayrım bile gözetmedi. Baktığınız anda Kemalistim diyen de son derece inançlıyım diyen de içinde nefret barındırır oldu. İçerde büyütülen bunca nefret sadece karşı tarafa yöneltilmedi. Doğaya, canlılara, hemfikir olduğuna, zıt düştüğüne de ok gibi atıldı. Bu da yetmedi kendisine de yöneldi içten içe nefret üreteni de tüketti.
Doğaldır ki bu kadar nefretin ekildiği bir toplumda, uzlaşı, barış ve hoşgörünün yeşermesi mümkün olmaz, olmayacaktır.
Nefretin ardından ileride sözümüz ne olacak? Birbirimizin yüzüne nasıl bakacağız? Bunu düşünen yok. Mesela ;Yarın öbür gün çocuklara
Ekonomiyi düzelttik ama birbirinizden nefret etmenizin önünde bir engel bulunmuyor! Mu diyeceğiz?

Kılıçdaroğlu çocuk yuvası açtıİşin özünde, Güzel günlerin gelmesi için ülkede tekrar güzel insanların yetişmesi gerekli. Bunun sadece eğitimle olacağını düşünmek de büyük bir yanılgıdır. Kılıçdaroğlu başkanlığındaki 6’lı masanın verdiği uzlaşı mesajı ve helalleşme hamlesi gelecekte birbirinin zıttı düşüncedeki insanların çocuklarının da kardeşce yaşayabileceği bir ülkeyi inşa etmeye başlamaları gerek.
Birbirini sevmeyen insanlara bir dünya dar gelir.
Birbirini seven insanlar ise parkta oturdukları bir bankı bile paylaşabilir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here