Akarsan seni bu düzeni bozuk dünyaya karşı nasıl engellerim?
‘Bekle zaman…!’
Bizi bizimle yarıştırma…
Kötü emellerine alet edenlere inat bekle! Belki bir nebze durağanlık gösterirsin. İhtiyacımız olan o derin nefesi içimize çekeriz uzun uzun…
’Zamandan yana…’
Az da olsa belki bize üzülüp daha sabır gösterirsin.
Bir umut diyerek, ey zaman diyebilirsin belki kendine…
Bir zamanlar benim de zamanlamam vardı.
Herkese de bolca veriyordum.
Peki şimdi?
Her canlının yapacağı onca iş varken, umut ettikleri…?
Hemde yarınlara inat!
Belkide zamanı geldiğinde küstahlıkla sen hakkını kullanmadın diyecektir.
O seni suçlayıp aşağıladığında , kendini üstün gördün belkide?
Olaylar, geçen zamanın akışı tayin eder. Oysa ki zaman, üzerimize yüklediği ağırlığınca suçluluk psikolojisi altında ezerek karşımıza geçip gülmeyecek mi dalga geçercesine…?
Yenilen insanoğlu değil midir zamanın karşısında iki büklüm..?
Sorgusuzca ve baş önde kabullenip bütün ‘suçlamaları….’
‘Dur zaman geçme!’ diyebilecek gücü kendimizde bulabilecek miyiz?
Peki ya ‘keşkelerle geçiştirmeseydiniz’ derse boşa zamanı…?
Sizler ey insanoğlu…!
Oysa ki ne çok zamanlar yarattınız kendinize…
Bizler yaşanacak onca hayallerimizi nasıl gerçekleştirecektik hayatın ve zamanın zorluklarına karşı…?
Birebir yarışa girdiğimiz, gözümüzü dikip zaman zaman uzunca daldığımız saatleri dakikaları, saniyeleri ve saliseleri demiyorum bile…
Her insanın kendince yarım yamalak da olsa yapmak istediği, hafızasında ne çok fragmanladığı yaşanmışlığı var.
Belkide, ha bugün ha yarın dediğimiz kurulan düşleri varken…
İnsanoğlunun hali hazırda niyetlendiği o yurt dışı gezisi?
Zamanlı zamansız güzel bir şehir düşlüyordur hayalini kurduğu…
Bremen mızıkacılarındaki hayvanların yapıldığı heykelden figürlerini görmek…
Kaç taneydiler sahi?
Düşünmeden edemiyor insan.
En alttaki en üstteki ve ortadaki kaç taneydi?
Hangi hayvanın hafifliğini hesaplayıp birbirlerinin sırtına bindiklerini, zamanlarını öğrenmek…
O heyecanla o atmosferde ve yaşanılması gereken zamanları hesap etmek…
Günün nasıl geçeceğinin hesabını bilmeden…
Zamanın akışına aldırış etmeden…
Akıp geçen zamansa bizler için değişen ne olacak ki ?
Zaten öyle de böyle de her geçen ömürden değil miydi?
Zaman, sen kendine pay çıkarma! Kaybeden de olsan yine de bize kalan zamandan bol ne var?!