Kısaca çılgın girişimciyi tanıyacak olursak, bilgisayar dünyasının dahi çocuklarından birisi olduğunu belirtmekle işe başlamak gerekir. Yazmış olduğu oyun ve programlar ile daha henüz çocukluğunda geleceğin önemli insanı olacağının sinyalini vermiş. Bu sinyal batı tarafından alınmışsa da bizim gibi 3. Dünya ülkelerine erişmesi hayli zaman aldı.
Ardından gelişen internet ile birlikte yepyeni bir methodu çevrimiçi alışveriş dünyasına kazandırdı. Paypal ismini vermiş olduğu sistem sayesinde internet ortamında ödemelerin gerçekleşmesini sağlayarak paraya ve kredi kartına daha da önemlisi BANKALARA ihtiyacı ortadan kaldırdı. Günümüzde bile devrimsel bir yenilik olan bu sistem sayesinde gelecekte temellerini atacağı ileri teknoloji şirketlerinin sermayesini hazırlamış oldu. ABD’nin bu tarz yatırımcılara ve girişimcilere karşı oldukça cömert ve ön açıcı bir ülke olması sizi yanıltmasın. İçinde yatan bu devrimci fikirlerin her dönem katma değer yaratacağını bilmek zor olmasa gerek.
Son derece isabetli ve yenilikçi buluşların ardından ilk çılgınlığını oldukça geleneksel bir sektör sayılan otomotiv alanında TESLA firmasını kurarak yaptığı söylenebilir. Zira alışkın olmadığı sektörde alışkın olmadığı zorlukları da yaşamış ve Tesla ile birlikte kendini de batma noktasına getirmiştir. (Unutulmamalıdır ki günümüzdeki otomobilleri oluşturan parçaların %70’i yüz yıllık teknolojiye dayanan eski nesil patentlerdir)
Neyse ki batmaktan kıl payı kurtardığı firmaya gelen yığınla sipariş sonrasında insansız otomobillerin devri başlamış oldu. TESLA’nın ardından diğer otomobil üreticileri de bu alanda yenilikleri kullanıcılara sunmaya başladılar. Yakın zamanda geleneksel otomobillerin piyasadan tamamen kalkacağını ve elektrili otonom araçlara yerini bırakacağını şu an öngörebiliyoruz. Ancak dahi çocuk Musk’ın bunu çok önceden görebildiğini de anlamış olduk.
TESLA yeteri kadar çılgınca gelmemiş olacak ki işin içinde uzayı da katan Elon Musk iletişim çağını başka bir boyuta taşıyacak olan SPACEX projesini başlattı. STARLINK kapsamında On binlerce mikro uydunun uzaya fırlatıldığı sistem sayesinde Dünyamızı saracak olan iletişim ağı oluşturulacak ve internet başta olmak üzere dijital iletişim en üst boyuta taşınmış olacak.
Bu kadar ileri derece bir teknolojinin yine geleneksel bir teknolojiden yola çıkarak uygulanması ise şaşırtıcı. İşin püf noktası aslında eski bir teknolojiye dayanan ve tekrar tekrar fırlatılabilen uzay roketlerinin Musk’ın eline geçmiş olmasıdır.
Bütün bu gelişmelerin arasına sıkıştırmış olduğu kripto para çılgınlığını yani bir şaka ile başlamış olan DOGECOIN projesini de uzaya fırlatması gözden kaçırılmaması gereken bir çılgınlıktır. Ama bu çılgınlık sonucu kaç milyar dolar kazandığını herhalde sadece kendisi bilir.
Gelelim yakın günümüze. Bütün bu gelişmelerin birer yatırım olduğu düşünülürse bir iş insanından söz edilebilir. Ancak Twitter projesi işin içine dahil edildiğinde Musk’ın sadece para kazanmaya odaklanmış birisi olmadığını anlamak çok kolay. Günümüzde Sosyal Medya’nın en önemli güç olduğunu en iyi siyasetçiler ve küresel şirketler bilirler. Bu açıdan Musk’ın bütün zararı ve oluşabilecek antipatik görünümü göze alıp Twitter’ı sancılı bir süreç sonunda satın alması bütün Dünya’nın üzerinde iyi düşünmesi gereken bir konu.
Twitter da aldığı sert önlemlerin yankıları sürerken Donald Trump anketi ile ex-başkanın hesabını tekrar aktif hale getirmesi ise bir sinyal olarak algılanmalı.
Uzaktan bakınca bir iş insanı / mucit/ dahi çocuk gibi görünen Musk aslında daha yakından bakınca Dünya liderliğine oynayan bir üstün zekalı lideri. ABD başkanlığına ve ardından Dünya liderliğine de oynarsa şaşırmayın.
