BAS GAZA AŞKIM BAS GAZA

0
378

Dünya gündemi savaşla meşgul olurken, olası senaryolar yazılıp çiziliyor. Herkes ihtimaller peşinde. Yazarlar fikirlerini beyan ederken, siyasiler derhal bu savaşın durdurulması gerektiğini söylüyor. “Söylediğimiz her şey evrende gerçeklik yaratır” fikrini benimsemişler neyse ki..  Twitter odalarında da gündem üzerine hararetli tartışmalar sürerken odaya giriş şartları şimdilerde daha zor. Artık 5 video izleyip, 10 tweet okuyup, seçilmiş kişiler listesinden en az 3 retweet yapmak gerek. Görev tamamlandığında siz de yorum yapabilirsiniz artık. Ben şartları yerine getirmediğim için bir yorumda bulunmayacağım ama bir zamanlar duyduğum ve çok hoşuma giden bir söz vardır, hatırımda kaldığı kadarıyla onu paylaşmak istiyorum. “Savaşa hayır etkinliklerinize, yürüyüşlerinize beni çağırmayın çünkü gelmem eğer barışa evet diyorsanız işte o zaman ben varım!”

 

Birçok kitleyi ekranlara bağlayan, tekrarlarını, öncesini, sonrasını, yorumlarını dahi izlettiren bir program var. Şu anda bu topraklardan çok çok uzakta bir adada geçiyor bu öykü. Bir grup insanın yaşam mücadelesi ve hayatta kalmak için yaptıkları anlatılıyor. Evet evet bildiniz! Bu programın neden bu kadar çok tutulduğuna dair üstüne biraz düşününce, taşlar yerine oturdu. Güzelim ülkemde de halkın 2/3’ ü bu şekilde yaşıyor çünkü. Aldığı maaşla ev kirası, ısınma masrafları, hayatta kalmak için temel ihtiyaçlardan biri olan yeme-içme, çocuğun okul masrafları derken…  Deneyimleyerek öğrendiğiniz bilgi daha kalıcı olur derler ya, artık birçok öğrencinin korkulu rüyası olan matematik dersi o kadar da korkutucu değil. Çünkü yaşayarak öğreniyoruz.

 

Çok sevdiğim bir sinema oyuncusunun bir sözü var: “her gün ulan bugün acaba ne olacak diye kalkıyoruz; bu kadar da olmaz ki canım deyip yatıyoruz” güzel olan tarafı şu ki artık haberleri izlediğinde ya da okuduğunda “ bu kadar da açık dalga geçilmez artık” diyen kitle artıyor. Kimisi altınlarını eritip devlete destek olmaya çalışırken- vatandaş, devlete destek… -buradaki mantık hatası lise öğrencisi M.K tarafından çözüldü. Ödül olarak (ev ekonomisine katkıda bulunmak istediği için) evinin bir aylık elektrik faturasının ödenmesini isteyen M.K bir ay daha iki böbreğiyle yaşayabilecek, akıllı telefonunun da kendinde kalması cabası. Rabbim belki büyüklüğünü gösterir de bu sene bahar erken gelir ve M.K mutlu bir yaz geçirir. Ne de olsa o Rab; bir balmumu heykeline hesap sorduran kullar yaratıyor. Mucizeler her zaman vardır.

 

Saat gece yarısına yaklaşırken bana da müsaade artık. Malum benzin istasyonunda sevdiğim şarkı ile kuyruğa gireceğim daha. Organlarım tam ve bütün olarak bitirmek istiyorum kışı. O zaman bas gaza fikoş bas gaza…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz