Işıklar yoldaşın olsun kardeşim…
Şimdi herkes ama herkes şapkasını önüne koysun ve düşünsün. Ne kadar varız ve nasılda yok sayılıyoruz.
Yıllardır çeşitli konularda bir takım çalışmaları üstün emek ve çaba sarfederek sürdüren kıymetli Roman dava arkadaşlarıma minnettar olduğumu öncelikle belirtmek istiyorum. Çünkü söyleyeceklerimin çoğunluğu aslında onlarla yani bizimle ilgili…
Sizce de birşeyler eksik gitmiyor mu ?
Günü birlik çözümler için, çok basit çözümler için Roman Toplumu aylarca yıllarca mücadele etmek zorunda kalıyor. En temel insan haklarından mahrum bırakılarak AYRIMCILIK ve ÖNYARGI bağlamında korkunç bir kafatasçı anlayış olan IRKÇILIK ile demirden bir kafesin içinde mücadele ediyor.
Bu mücadelede elimizde yine kendimizden başka, başkalarının her zaman söylediği ama biz Romanları çok seviyoruzları, Romanlar çiçek gibi renkli insanları ve biz Romanlarla aynı yerde büyüdük aynı tabaktan yemek yedik gibi safsata cümleler var.
Peki bunlarla IRKÇILIK gibi korkunç bir canavarla nasıl mücadele edilebilir?
Örgütlü mücadeleyi ve ortak aklı Roman meselesinde kalıcı politikaya dönüştüremediğimiz için,başta IRKÇILIK olmak üzere diğer sorunlarımız bizden hayatlarımızı yontmaya devam ederek, insan olduğumuzu bizlere unutturacak. Bu unutma kimi zaman en temel hakkımız olan eğitimde, kimi zaman aynı sokakta oturduğumuz komşumuzda, bazen işyerinde, kamusal alanın her yerinde bazen devlet dairesinde bazende hastanede ve bazende Askerde !!!
Geçtiğimiz günlerde Suriye’de sınır ötesi harekatında görev yapan Roman kökenli Caner SARMAŞIK, komutanlarının aylarca süren aşağılayıcı küçük düşüren davranış ve tutumlarıyla “Çingen, şopar” “siz anca davul çalmaya yararsınız” gibi IRKÇI söylemlerine dayanamayıp hala belirli olmayan bir şekilde, aklımızda bir sürü soru işareti bırakarak intihar etti. Ailesine bu acı yetmezmiş gibi Şehitlik mertebesi de kendisine verilmedi.
Toplumsal mücadelede birçok yapılması gereken ödevler veren bu acı olay, her ne kadar üstü örtülür ve kapatılırsa, sadece Caner’e yada Roman topluluğuna değil, Türkiye’de yaşayanların İnsan Haklarına büyük bir darbedir.
Zamanımız geldiğinde her vatandaş gibi Peygamber Ocağı diye gördüğümüz ordumuza, ellerimize kına yakılarak, eğlenceler düzenlenerek sevgiliden ve yardan ayrılarak bizde katıldık. Eklemeyi unuttum bizde erken evlilik olduğu için çocuklarımızı da geride bırakarak katıldık.
Her ne kadar 4 iklim 7 bölge tam anlamıyla bazılarımız sayamasa da, vatanın her karış toprağını kutsalımız sayıp
gerekirse canımızdan geçeceğimizi bu ülkenin tüm halkları gibi yeminimizde dile getirdik. Bunu her fırsatta ötelediğiniz gençlerimiz için yapmadık, onlar nasılsa çalışmaz diyen üstten bakış açılarınız için yapmadık, aza kanaat eden her türlü sıkıntının üstesinden gelen annelerimizi kadınlarımızı görmezden gelmeniz için yapmadık, daracık sokaklarda şehrin en bakımsız en niteliksiz ücra köşelerinde hayatlarımızı hiçe saymanız için yapmadık, Bunu Şehit P.Er Caner SARMAŞIK gibi Suriye’nin bilmem kaç kilometre içinde, ülkenin bölünmez bütünlüğünü korumak için her türlü aşağılanma ve yok sayılmayı bile bile, canımızı kanımızı vatan uğrunda akıtmayı göze alarak yaptık.
Bu sebeple sonu gelmez bu ayrımcı ifadelerle daha ne kadar kişinin ailesi yuvası hayatı zindan olacak. Tarihin bizlere yüklediği sorumluluk ve bilinçle, daha tutarlı hareket etmeliyiz, aynı tutarlılık ve hassasiyeti Türkiye Cumhuriyeti Devletimizden bizleri oyalamadan somut kararlılıkla bekliyoruz. Bu olay aydınlatılmadan Roman kökenli anaların yüreklerinde benim çocuğumda bunları yaşar mı korkusu hep olacak.
Bu ayrımcılık ve ötekileştirilme devlet eliyle aydınlatılsın, IRKÇI faşist mobbingçi komutanları TSK da görmek istemiyoruz. Anaların gözü arkada kalmasın, asker gidecek geri gelecek diyoruz ya Caner gitti geri gelmeyecek !!! bir ırkçı yüzünden.
Bu topraklar için şehit olmayı onur sayan bu halkın onurunu geri iade edin, IRKÇI komutanları yargılayın !!!