Türkiye, Avrupa ve Asya’nın kavşağında yer alan, uzun ve karmaşık bir tarihe sahip bir ülkedir. Yüzyıllardır dünya siyasetinde önemli bir rol oynamıştır ve mevcut küresel siyasi manzarada kilit bir oyuncu olmaya devam etmektedir. Türkiye’de yaklaşan seçimlerin, ülkenin siyasi ve ekonomik durumu üzerinde hem yurt içinde hem de yurt dışında şüphesiz önemli bir etkisi olacaktır.
Türkiye’nin baskın siyasi partisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi’dir (AKP). AKP 2002’den beri iktidarda ve bu süre zarfında ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal manzarasını değiştiren bir dizi önemli reform gerçekleştirdi. Ancak AKP’nin iktidarına artan otoriterlik damgasını vurdu ve yaklaşan seçimler partinin iktidarı elinde tutup tutamayacağını test edecek.
Önümüzdeki seçimlerin en önemli konularından biri ülkenin ekonomik durumu olacak. Türkiye son yıllarda yüksek enflasyon, büyük bir cari açık ve zayıflayan bir para birimi de dahil olmak üzere bir dizi ekonomik zorlukla karşı karşıya kaldı. Bu zorluklar, ülkenin turizm ve ihracat sektörlerini sert bir şekilde vuran COVID-19 salgını ile daha da kötüleşti. AKP’nin ekonomi politikaları da eleştiriliyor ve bazıları partiyi uzun vadeli istikrar yerine kısa vadeli büyümeye öncelik vermekle suçluyor.
Muhalefet partileri kampanyalarında muhtemelen bu ekonomik konulara odaklanacaklar ve AKP’nin ekonomi politikalarına inandırıcı bir alternatif sunup sunamayacaklarını zaman gösterecek. Bazı muhalefet partileri eğitim, sağlık ve sosyal refaha daha fazla yatırım çağrısında bulunurken, diğerleri daha fazla mali disiplini ve ekonomi politikasına daha piyasa odaklı bir yaklaşımı savundu.
Yaklaşan seçimlerin bir diğer önemli konusu da Türkiye’nin uluslararası toplumla ilişkileri olacak. Ülke, insan hakları sicili, Suriye’ye müdahalesi ve Rus silah sistemlerini satın alması nedeniyle ABD ve Avrupa’dan eleştirilere maruz kaldı. AKP, bu eleştiriye cevaben giderek daha milliyetçi ve izolasyonist bir duruş sergilemekle suçlanıyor ve yaklaşan seçimler, muhalefet partilerinin Türkiye’nin dünyadaki rolüne farklı bir vizyon sunmaları için bir fırsat olacak.
İleriye bakıldığında, seçimlerin sonucunun Türkiye’nin siyasi ve ekonomik geleceği üzerinde önemli etkileri olacaktır. AKP iktidarını sürdürebilirse, artan otoriterleşme ve ekonomik belirsizliğin damgasını vurduğu mevcut politikalarını sürdürmesi muhtemeldir. Ancak muhalefet partileri önemli sayıda sandalye kazanabilirlerse, daha demokratik reformlar ve daha istikrarlı bir ekonomik görünüm için baskı yapabilirler.
Sonuç olarak, Türkiye’de yaklaşan seçimler ülkenin siyasi ve ekonomik geleceği için çok önemli bir an olacaktır. Seçimlerin sonucunun Türkiye’nin dünyadaki rolü üzerinde önemli etkileri olacak ve AKP’nin hakimiyetini koruyup koruyamayacağı veya muhalefet partilerinin güvenilir bir alternatif sunup sunamayacağı henüz belli değil. Sonuç ne olursa olsun, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda küresel siyasi ve ekonomik manzarada kilit bir oyuncu olmaya devam edeceği açıktır.