Yunanistan’ın başkenti Atina, 6 Aralık 2008’de 15 yaşındaki Alexandros Grigoropoulos’un polis tarafından öldürülmesinin ardından her yıl olduğu gibi yine karıştı. Grigoropoulos’un ölüm yıl dönümünde düzenlenen anma etkinlikleri, sokakları hareketlendirerek, 15 yaşındaki çocuğun ölümüne karşı duyulan öfkeyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Bu yıl, yaklaşık 5 bin kişi, Grigoropoulos’un hayatını kaybettiği Exarchia semtinde bir yürüyüş düzenleyerek polis şiddetini ve Grigoropoulos’un ölümünü protesto etti. Ancak, etkinliklerin ardından bazı protestocular şiddet eylemlerine yöneldi. Çöp konteynerlerini ateşe veren protestocular, polise molotof kokteylleri ve taşlar atarak olayların büyümesine neden oldu.
Polisin bu duruma müdahalesi ise göz yaşartıcı gaz kullanımıyla oldu. Yaşanan gerginlik sonucu 66 kişi gözaltına alındı. Bu olaylar, 2008 yılında yaşanan trajik olayları ve o dönemde yaşanan protestoları yeniden gündeme getirdi.
Grigoropoulos’un Ölümü ve Sonrası
6 Aralık 2008’de, Atina’nın Exarchia semtinde polis memuru Epaminondas Korkoneas, 15 yaşındaki Alexandros Grigoropoulos’u vurmuştu. Grigoropoulos’un ölümünün ardından, sadece Atina’da değil, tüm Yunanistan’da büyük çaplı protestolar başlamıştı. Binlerce kişi sokaklara dökülerek, polis şiddetini ve devletin adaletsizliğini protesto etti. Protestolar, araçların yakılması, dükkanların yağmalanması gibi şiddetli olaylarla uzun süre devam etti. Bu süreç, Yunanistan tarihinin en büyük sokak hareketlerinden biri olarak kayda geçti.
O dönemde, Grigoropoulos’un ölümünden sorumlu polis memuru Korkoneas, 2010 yılında müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, daha sonra cezası hafifletildi ve 2019 yılında serbest bırakıldı. 2022 yılında yapılan yeniden yargılama ise bu kararı onayladı. Bu durum, halkın tepkisini daha da artırmış ve her yıl 6 Aralık’ta yapılan protestoların boyutlarını büyütmüştür.
2024 Protestoları ve Toplumsal Yansımalar
2024 yılı, Grigoropoulos’un ölümünün 16. yıl dönümüne denk gelirken, Atina sokaklarındaki protestolar yine büyük ilgi gördü. Her yıl düzenlenen anma yürüyüşleri, sadece Grigoropoulos’un ölümünü anmakla kalmayıp, Yunan toplumu için önemli bir adalet ve özgürlük mücadelesine dönüşmüştür. Ancak, anma etkinlikleri zaman zaman şiddet olaylarına dönüştüğü için bu yıl da polis müdahalesi kaçınılmaz oldu.
Sosyal medyada ve sokaklarda yankı bulan bu olaylar, Yunan toplumu içinde daha geniş bir adalet ve insan hakları tartışmalarına neden olmaktadır. Birçok kişi, Grigoropoulos’un ölümünden sorumlu olan polisin cezalandırılmamasını ve serbest bırakılmasını, sistemdeki adaletsizliğin bir göstergesi olarak görmekte ve bu nedenle her yıl sokaklara dökülmektedir. 6 Aralık, sadece bir anma günü değil, aynı zamanda toplumda var olan derin eşitsizliklere karşı bir protesto gününe dönüşmüştür.
Sonuç
Atina’daki son olaylar, Yunan toplumu için geçmişten günümüze süregelen bir adalet arayışının sembolüdür. Alexandros Grigoropoulos’un ölümü, sadece bir bireyin trajik kaybı olarak kalmamış, aynı zamanda polis şiddeti ve toplumsal adaletsizliğe karşı bir hareketin ateşini yakmıştır. Her yıl, bu günün anılması, hem geçmişi hatırlamak hem de gelecekteki adalet arayışını sürdürmek amacıyla protestolara dönüşmektedir. Ancak, protestoların şiddetle birleşmesi, Yunan hükümetinin ve güvenlik güçlerinin bu olaylara nasıl müdahale edeceği konusunda tartışmaların devam etmesine yol açmaktadır.