19 MAYIS RUHU
Geçmişini, tarihini, kültürünü bilen özüne ve geçmişine sahip çıkan ve bunu da gençlerine aktarabilen toplumlar ilelebet yaşama hakkına sahiptirler. Bu bilinçle 19 Mayıs 1919’da ilk bağımsızlık ateşini yakan Atatürk, yapmış olduğu çalışmalar ve gerçekleştirdiği kongreler ile Kurtuluş Savaşı’nı ona inanan milleti ile birlikte sürdürmüş, kazanılan bu zaferin devam etmesi ve vatanımızın kalkınması için gençlere olan güveni sebebiyle de bugünü gençlerimize armağan etmiştir.
Ulu Önderimizin doğum günüm dediği 19 Mayıs bir kurtuluşun başlangıcı olduğu kadar bir milleti ayağa kaldıran gençlik ruhudur. 19 Mayıs ruhu, yalnızca düşmanı anayurdumuzdan atışımızın başlangıcı değildir. Türk milletinin Atatürk diyerek bağrına bastığı bir büyük dehanın ve onun yarattığı gençliğin dünyaya kendini ispat edişidir.
Tarihimiz, yolumuza ışık tutan bir fenerdir. İşte, 19 Mayıs 1919 tarihi de bizi tanımlayan, millî karakterimizi açıklayan, Kurtuluş Mücadelemizin ilk adımının atıldığı, gençlere armağan edilen şanlı bir mazidir. Bizlere gurur duyacağımız nice zaferler Gazi Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyor: “Gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. Başımıza neler örülmek istendiği ve nasıl mukavemet ettiğimiz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret uyanıklığı gerektirilmelidir. Zaten her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır. Geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençlikledir.”
19 Mayıs günü, 20 Haziran 1938 tarihli kanunla “Gençlik ve Spor Bayramı” adını almıştır. Spor gençliği yüksek ahlâka yönlendiren önemli bir araçtır. 19 Mayıs ruhundan bahsederken Atatürk’ün spor hakkındaki düşüncelerine değinmekte de fayda var. Zira Atatürk, sporu hem bir ahlâk ve birliktelik unsuru hem de milli temsil olarak görmüştür. O, bu meseleyi bütün millet olarak benimsememiz gerektiğini söylemiştir: “Muvaffak olmak için her türlü yardımdan ziyade bütün milletçe sporun mahiyetini ahlâka ve ona kalpten sevgi göstermek ve vatani bir görev saymak lazımdır.”
Her bir Türk gencinin hayalleriyle, enerjisiyle, yapabilecekleriyle ülkemiz için, bu dünya için ne kadar değerli ve umut vadedici olduğunuzu biliyoruz. Dünya çok büyük bir gökyüzü ve gençler bu büyük güzellik içine bahşedilmiş birer yıldızlardır. Gençliğimiz ışığının farkına varmalı ve parlamaktan korkmamalıdır. Yine Atamızın dediği gibi: “Muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur.” Hep birlikte aydınlık yarınlar için haykırarak sözlerime son veriyorum: “Ne mutlu Türküm Diyene!”