HEDİYE ÇILGINLIĞI MI SEVGILILER GÜNÜ MÜ.
Sevgililer gününü neden özelleştirmişler?
O günde hediye çılgınlığı yaşansın diye mi acaba ?
Sevginin günü mü olur?
Herkes bu soruyu sormuş mudur kendine?
Bence tek bir güne sığdırılan o güne özel alınan hediyelerin bence pek bir anlam ifade etmeyeceği bir gerçek.
Yapay duygudan yoksun, yapmacıklı alınan ve sevdiğine sunulan hediyeler aslında biraz da gösterişten ibaret olduğu aşikar.
Topluma mal edinilen saçma sapan bir gelenek.
Gerçek duygudan ise çok yoksun.
Gelenek halini alan bu toplumsal hareketi başlatıp insanları bu güne sığdırmaya mecbur bırakmak sonra da herkesin bu güne uyması için hiç olmadık seçeneklerle göz boyayıp insanları alışverişe zorlamak.!!
İşin aslı maddiyata dönmüş durumda. Genellikle ticaret amaçlı alışveriş odaklı olduğundan toplumda sevgi den çok öte tüketim çılgınlığına- hediye alma yarışına dönüşmekte.
Bu durumda tüketime itilen denekleri ise hissiyat ve maneviyat olarak duygu yoksunluğuna itmekte.
Bu durumun adına ister Alışveriş çılgınlığı deyin ister tüketim arzusu olarak nitelendirin sevgiyi ve duyguyu metalaştırdığı kesin.
Bu telaş furyasında kaybolan insanlar da;
Aldın almadın, verdin vermedin
Olur mu olmaz mı .?
Ufak mı büyük mü?
Sever mi sevmezmi.?
Hediyenin telaşıyla.
Kendi düşün celeriyle çelişir. İnsanlar beyinlerini bu tür sorularla boş yere yorar, kaygılanır durur.
Her kesimden insanlar bu sisteme adapte olur olur olmasına da illaki bir falso çıkar her şeyde olduğu gibi.
Ya o günü ayrılmıştır.
Ya o günü unutmuştur.
Ya da aldığı hediye boşa gitmiştir.
Belli ki düşünülenin aksine.?!
Boş yere kaybedilen koca bir umut da cabasıdır.
Sevginin emeksiz olmadığı gibi emeksiz de sevgi olmaz.
Hediye sadece bir gönül alma meselesi dışın da başka hiç bir art niyetle bağdaşmamalıdır.
Sadece bir gün değil her günü Sevgiyle yaşamalı.
Sevgi en yüce makam olduğundan arkasından saygısı gelir.
İkisi de bir bütünün en güzel tanımıdır.
En Sevdiğinizle
Muhabbetle
Sağlıcakla
Hep birlikte
Sevgiyle
Kalın
